Pazar Haziran 16, 2024

Bizi bu kurşunlar değil sizin sessizliğiniz öldürürecek

Ey önce insanım diyenler ,faşizme,haksızlığa karşı olduğunu söyleyenler, ey aydınlar,entellektüeller,kendine ilerici, devrimci, demokrat diyenler,ey geçmişte bedel ödeyen , zülmün en acısını yaşayan canlarım , kardeşlerim, arkadaşlarım, dostlarım , yoldaşlarım duyuyormusunuz bu çığlığı ,feryadı ve bizlerden ne istediklerini!!!  Kürt ulusu en demokratik hakkı için her şeyini feda etmekte,(“bir tasmalı köpek gibi kul köle yaşamaktansa,özgürlüğüne aşık, kurt olmayı tercih ederek ,kışa karda girmeyi aç kalıp , gerekirse ölmeyi göze alarak bedel ödeyen,kurt,”)hikayesini çoğumuz biliriz.

Neden hâlâ milyonlarca insan faşizme karşı sessiz kalabiliyor,neden her türlü zulmü,baskıyı,hakareti,aşağılanmayı kabül ediyoruz? Neden “bana değmeyen yılan bin yaşasın “kültürünü kabulleniyoruz.? Nerede kalıyor bizim insanlığımız,hertürlü haksızlığa karşı çıkışımız…Bumu bizim insanlığımız,aydın olmamız,devrimci olmamız,sosyalist -komünist olmamız..Ayrı düşünebiliriz,aynı şeyleri paylaşmayabiliriz,ayrı uluslardan,ırklardan,mezheplerden olabiliriz,ayrı dili konuşabiliriz,ayrı inançlara sahip olabiliriz bu bizim sessiz kalmamıza,duyarsız davranmamıza , faşist diktatörlüğün yaptığı zulme , katliama tepkisiz kalmamıza bahane olamaz.

Eğerki , faşizmden yana değilsen,dil , din  mezhep ırk ayrımı yapmıyorsan , ses ver direnen Kürt ulusuna,devrimci direnişe,insanlık için… demokrasi ve bağımsızlık için kadınıyla, kızıyla,genciyle,ihtiyarıyla günlerce direnenlere….  Unutma bugün yanımda değilsen , bana yapılan faşist zulme ses çıkarmıyorsan,görmezden , duymazdan geliyorsan yarın  benim sana ihtiyacım yoktur. Faşizm sana dönüp zulmün sopasını çevirdiğinde boşuna çığlık atma,suçlu çünkü sensin , kendin sessiz kalmakla bu faşist zulme davetiye çıkardın..!Ama unutma ve bilki, ben yinede senin yanında olacağım. Asla seni yanlız bırakmayacağım. Acılarımızıda , sevinçlerimizde birlikte paylaşacağım.

Yüzlıllardır gördük , yaşadık  Hızır paşaları,onlar hep hainlikleriyle , ihanetleriyle anıldılar, halklar tarafından kendileri naletlendiler. Zulme karşı direnenenlerse  baş tacı yapıldı , saygıyla , övgüyle,unutulmazlar olarak tarihin ileride okunacak sayfalarına yazıldılar. Dönekler , ihanetciler,çıkarları gereği faşizmin yanında mevki ve makam için yer tutanlar  gelecekte nefretle anılacaktır.

Kürt olmasına karşın , Kürtlere karşı ,çıkarları gereği faşizmle birleşen,kalemini kişiliğini satan ,Orhan Miroğlu ve benzerleri kendilerini bugün şovmenlik yaparak  , mülakatlar vererek “aklamaya” çalışabilirler.. Hatta Silvan’da, Cizre’de,Nusaybin’de ,yani Kürdistanın dört yanında yapılan faşist zulmü “son derece haklı ve meşru olduğunu” utanmazca , ar damarı çatlamış bir ihanetci olarak söyleyebilir.

Orhan Miroğlu daha ileri giderek efendileri adına konuşmakta faşizmin dilini kullanmakta bir sakınca görmeyerek şöyle demektedir; “Bizim hükümet olarak utanç duyacağımız hiçbir şey yok”.Miroğlu sen şunu unutmaki;Kürtlüğünü satabilirsin,kalemini satabilirsin,para,mevki ve çıkarların için kendini de satarak faşizmin savunuculuğuna soyunabilir, özğürlük ve bağımsızlık için canlarını verenleri “terörist olarak”suclayabilirsin! Ama  devran dönecek , devir değişecek sen ve senin gibi satılmış faşizmin kalemşör ihanetcileri hesap verecektir.sende bunu unutma yaz bir kenara.

Çünkü , sen yanlızca kalemini satmadın,Kürt ulusunu sattın, Diyarbakır zındanında sana “yedirilen b..u sattın”,onurunu,kişiliğini ve insanlığını sattın.

Kusura bakmayın yoldaşlarım,dostlarım,arkadaşlarım ve zulüm gören halklarımız , insan dolu dolu olunca , böylesi satılmiş devletin kalemşörleri konuşunca daha öfkeleniyor,hırslanıyor,sitemkar oluyor. Gün bugün ,ayrım yapmadan faşizme,emperyalist savaşın başını çeken Amerikan emperyalizmine ve emperyalist gerici savaşlara karşı  birlikte hareket etme günüdür. Unutmayalım , haklıysak birgün mutlaka ama mutlaka  kazanacağız. Emperyalist gerici savaşlara karşı yürüttüğümüz mücadelede zafere ulaşacağız. Halklarımızın özgür ve savaşsız bir dünya yaratma savaşında tüm gericiliği yıkarak muzaffer  olacağına inançımız  tamdır. Bu inançla “Bizi bu kurşunlar  öldürmez” direnişine ses vererek, “sessizliği”tüm güçümüzle yıkalım,faşizme karşı omuz omuza direnişi yükseltelim. Gün birleşme , direnme,fasizme karşı insanlığı savunma ğünüdür. Sesimize ses ver,sesiz kalma.

 

43442

Bizi bu kurşunlar değil sizin sessizliğiniz öldürürecek

BORAN için – İmera Fera Yeşilgöz

Herkes olması gerektiği yerde mücadele görevini, parti görevini yerine getirmekteyken, yani her şey olması gerektiği gibiyken gelen her not kalp atışlarımızı hızlandırır. Her şeyden evvel “bir şey mi oldu?” kaygısı hissedilir.

Bir TİKKO savaşçısı:“Devrimci mücadeleye katılma tercihimin bir geçmişi var!”

Avrupa metropolünden gelen bir devrimci olarak, kapitalizmin “vahşetinin kalbinde” yaşarız. Hepimizin hayatı, değerlendirme mantığına göre yapılandırılıyor. İster klasik sömürü ilişkileri ve işgücünün yabancılaştırılması olsun, ister ayrıştırma ve izolasyona dönük eğilimler ya da sosyal yaşamda kendi kendimize olan yabancılaşma olsun; sürekli akan bir damlanın taşı oyduğu gibi insan, kapitalist merkezlerde sürekli kapitalist ideolojinin ekonomik, sosyal ve teknolojik saldırılarına maruz kalıyor.

Kaypakkaya’nın Yoldaşı Olmak! (OKUR POSTASI)

Bazen bulunduğumuz yerlerin, taşıdıkları değeri istemesek de göz ardı edebiliyoruz. Benim Partizan’la tanışmam yılları alıyor ama aktif olmam 3 seneyi buluyor. Birçok insandan şunu duyardım İbo’nun kültüründen gelenler sağlam olur. O kültürü almışsan uzakta da olsa onu yaşatmaya çalışırsın. O bağlılık hiç bitmez.

CHP'NİN İHANETLERİ /Mehmet Emin Gündoğdu

 


   Bu yazının amacı kısa bir CHP değerlendirmesi yaparak, bu partinin izlediği politik hattı ortaya çıkarmak ve okuyucuya bir fikir vermek. Çünkü bu parti tarihi boyunca hep mevcut düzenin koruyucusu olmuştur. Düzen ne zaman tıkansa CHP yardıma koşar. En son marifeti unutulmuş bir konuyu yani türbanı gündeme getirerek Erdoğan hükümetine koz vermiştir.

Mersin Eylemi: Savaşın Dayanılmaz Ağırlığı – Emir Arda

26 Eylül günü, Mersin Mezitli’de ki Tece polisevine yapılan eylemin üzerinden ortalama bir hafta geçti. Eylem, yapıldığı günden itibaren, ak koyun ile kara koyunu ayrıştıran bir işleve sahip oldu açıkçası. İki kadın devrimcinin fedai eylemi, siyasal alanın tam ortasına, onu ikiye bölen bir çizgi çekti… Bu yazı eylemin hemen ertesinde kaleme alınabilirdi. Ancak hem HPG’nin açıklamasını beklemek daha doğruydu, hem devletin vereceği refleksi ve eylemin sonuçlarını görmeliydik. O yüzden bu yazının yazılması ve yayınlanması bugüne değin bekletildi… Bu kadar bekleme yeterli.

İtirazın Farkındalığıyla Meydan Okumadır Şiir[*]

 

 

“Bilim aklın şiiridir,

şiir de yüreğin bilimidir.”[1]

 

Andrey Tarkovski’nin ifadesiyle, “Şiir benim açımdan bir dünya görüşü, gerçekle olan ilişkimin özel bir biçimidir. Bu açıdan bakıldığında, şiir, insanlara hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir.”

Yaşamı savunmak; insan olmak (ve sonuna dek de İNSAN kalmak) hâlidir.

Bundan kimsenin şüphesi olmasın…

Çünkü “Hakikâte ulaşmanın yolları şunlardır: Felsefe, Sanat, Siyaset ve Aşk,” diye uyarır Alain Badiou!

Siz toplumsal muhalefetin yükselmesini bekleyin / ERGÜN ASLAN

Biz proletaryalar enternasyonalizmimizi vermeyenin varlığını sorgularız varlığını.

Ama gıdık.

Ama yanak.

Ama...

Demek öyle.

Demek böyle.

Demek  her şey...

Marks'ın, devrime engel olmaya başlayana kadar dünya proletaryalarının çeşitliliğini enternasyonalizmde  bir araya getirmeye çalıştığını görmezlikten gelmemize kadarmış

En büyük ihanetler en güzel proletarya şarkıları arkasına gizlenilerek gerçekleştirilmiş ihanetlerdir.

Kıymetlimizzz...

Yüksek yüksek menfaatlerimizzz....

Diktatörlerin Surlarını Döven Dev Dalgalar!

21.yüzyılın ilk çeyreği bitmeden ve son yirmi yılda yerkürede işçi sınıfı ve ezilenlerin isyan ve devrim türküleri defalarca yankılandı. Nasıl ki yirminci yüzyılın başında insanlık Ekim Devrimi’nin top sesleri ile uyandıysa, içinden geçtiğimiz yüzyılın da daha ilk çeyreği dolmadan yaşanan ayaklanmalar, isyanlar, grevler insanlığın özgürlük umudunun canlı ve bir o kadar da gerçek olduğunu gösterdi.

Kavram Kargaşası (Sinan Dersim)

Her türlü şiddette karşıyız, düşman hukuku vb.

Düşünerek konuşmak, konuşarak yapmak siyasette, sosyal ilişkilerde önemlidir. Genelde bunun eksikliği yapma fiili ve amaçtaki net olma, olmamayla orantılı olarak değişkenlik göstermektedir.

Kişide, toplumda, örgütlülükten, örgütsüzlükten, egemenlikçi sistemden, ezilenlerin kurtuluş kavgasında düşünerek konuşma, konuşarak yapma derin ideolojik politik tercih ve kodlara göre olmakta ve bu kodların doğru yerinde oturması, oturmamasıyla orantılı değişkenlik göstermektedir.

Sınıf mücadelesinde rakamların ve nicelik gelişmelerin önemi (Mehmet Emin Gündoğdu)

Sınıf mücadelesi, kapitalist toplumun dünya çapında hakimiyetinden sonra farklı bir rol aldı. Sömürücü toplumlar kendi bağrından çıkan üretim araçlarının nicel birikimleri sonucunda, niteliksel sıçrama yaratıp eski toplumu yıkmıştır. Köleci toplumun bağrında gelişen Feodal üretim araçları  köleciliği yıkmıştır. Feodal toplumun bağrında gelişen kapitalist üretim araçları, feodal toplumu yıkmıştır.

Doğu Rüzgarı, Batı Rüzgarını Yenecek!

Emperyalist kapitalist sistemin krizi dünya çapında etkilerini gösteriyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal saldırısıyla keskinleşen ve derinleşen kriz, beraberinde rakip emperyalist kampların birbirine yönelik hamleleriyle sürüyor. Rusya’nın “nükleer silah kullanma” ve savaş için “kısmi seferlik” ilanının ardından işgal ettiği bölgelerde düzenlediği referandumla bu bölgeleri ilhak etmesi; Rusya üzerinden Almanya’ya doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarındaki sabotaj ihtimali güçlü olan patlama ve sızıntılar bu çelişkileri daha da keskinleştirmiş durumdadır.

Sayfalar