Cuma Mart 29, 2024

Ortadoğu’dan Bir Kadın Savaşçı: Devrimimiz İçin, Ortadoğu’da Dağıtılan Bir Atlas İbrahim Kaypakkaya!

kaypakkaya haber
İlk kopuşu, bazen içinde bazen dışında süregelen mücadelelerle ikinci, üçüncüleri takip eder... Şimdilik o son kopuş Rojava Kadın Devriminin topraklarında ölümsüzlüğünün tarihi 18 Mayıs'ın ruhu ile devam ediyor.

 

Olanı biteni bütün sesiyle haykıran, işkencedeki direnişi ile söylenmeyeni söyleyen, dönemin devrimci çıkışını yapan ve gerçeğin-pür gerçeğin peşinden giden komünist önder İbrahim Kaypakkaya anmak bugün düşünceyi pratikle doğrulamaktır.

47. yılında Kaypakkaya yoldaşı Rojava Devriminin, Rojava Kadın Devriminin topraklarında Onsekiz Mayıs ruhu ile yaşatıyoruz. Onsekiz Mayıs bugün DAİŞ barbarlığına karşı halklar bahçesi Rojava’yı savunmaktır.

Onsekiz Mayıs bugün köklerinde faşizm ve işgal olan bir ülkeye karşı Kadın Devrimini savunmaktır. Onsekiz Mayıs kadın kazanımlarını koruyan, geliştiren, kime yönelik olursa olsun cinsiyetçi saldırı veya söylemlere izin vermeyen bir hatta yürüyen örgütümüzü devrimin topraklarında yaşatmak ve bu topraklardan öğrenmektir.

Kopmuştu büyük fırtına, tohum düşmüştü toprağa!

Devrimcileri kısmen seven devrimci önderlerin resimlerine, düşüncelerine yabancı olmayan bir ailede doğup büyüdüğüm düşüncesi, kasketli önderin resmiyle ilk tanıştığımda alt üst olmuştu.

Çünkü bu resim adı saklanan, yasaklanan, kimliğini kabul ettirmek için bedel ödeyen Kürtlere ulus diyen, o ulusa baskı uygulayan sisteme ve onun “kurucusuna” faşizm diyen bir öndere aitti. Ve ben bu önderi tanımıyordum. Gördüğüm o resim öğrendiğim düşüncelerden ilk kopuş olacaktı. Ve artık aklımda tek bir resim ve o resme ait olan, faşizmin zindanlarında ser verip sır vermeyen önderin düşünceleri vardı.

İlk kopuşu, bazen içinde bazen dışında süregelen mücadelelerle ikinci, üçüncüleri takip eder. O kopuşlar aslında yaşamı anlamlandırmak için çok önemlidir. Doğrular yerli yerine oturur ve gerçeği bulursun.

Şimdilik o son kopuş Rojava Kadın Devriminin topraklarında ölümsüzlüğünün tarihi 18 Mayıs’ın ruhu ile devam ediyor. Dört duvarlara “hapsolmuş” küçük dünyalarımızla pasif, edilgen kadınlar yaratmaya çalışan sisteme karşı kadınların gerçek özgürlüğüne kavuşması, elbette ataerkil sistemin ve bunun ürettiği erkek egemenliğinin tüm çeşitlerine karşı mücadeleyle olacaktır.

Bir kadın olarak çıkmak zordur “hapsolduğumuz” evlerimizden, ailemizden ancak o ilk çıkıştır özgürlüğün kapılarını açan. O ilk özgürlükler ki bugün Rojava Kadın Devrimini yaratmıştır. Ve biz Rojava’daki Kaypakkaya’nın ardılları olarak 18 Mayıs ruhu ile işgallere karşı devrimi ve kadınların ilmek ilmek ördüğü Kadın Devrimini savunmaya, savaşarak korumaya devam ediyoruz.

Ortadoğu’dan Bir KKB’li  

814