Perşembe Mayıs 9, 2024

Kürd kanı beş para etmiyor, Hırant – Hejarê Şamil

kaypakkaya-partizan
"Roboski Katliamı, Yakın Kurdistan Tarihi'ndeki en büyük katliamın ismi oluyor. Öncekileri hatırlarsınız: Dersim Katliamı, Zilan Katliamı, Agirî Katliamı, Koçgiri Katliamı, Mahabad Katliamı, Barzan Katliamı, Kamuşlo Katliamı… Say babam, say… Bizler paralarımızı değil, mutlu günlerimizi asla değil yalnızca dertlerimizi sayarız. Bir de dökülen kanımızın litrelerini...

 

1954’te doğmuştun, benden 12 yaş büyüksün. Biraz samimiyete ihtiyacım olduğundan direk ismine müracaat edeceğim; Hırant diyeceğim. Alınma, Keko sabrı göster.

Hırant kekêm, bugün (19 Ocak 2007) katledildiğin gün. Meleklerle gönüldeş olasın, başka ne diyeyim ki. Müslüman’ın cami ve mescidinde, Hıristiyan’ın kilisesinde edilen dualar bu kafir türk devletini kaf û kun eyler inşallah. Böylece kanın yerde kalmaz.

Biliyor musun, Hırant, şimdiye kadar hiç ismini anmadım. ‘Hepimiz Ermeniyiz’cilerin haykırışı karşısında Seni katledenlerin devinip durmasını izlerken çok düşündüm ama.

Kanın ucuza gitmedi.

Seni kıskandım, ölümünü kıskandım. Ölümünü kıskandıkça 1991’de, 25 yaşımda Azerice yazdığım şu dizeleri anımsadım hep:

Her ölüme ölüm deyip ağlamak olmur

Ölümler var, ‘Misri’ üste, ‘Cengî’[1]üstedir.

Adam gördüm ölüme de kıskandım onu

Ölüm gördüm, ferahımdan ölmek istedim!..

Akan kanın paha biçilmez oldu, Hırant. 5-6 litre kanın 1915’lerde nehir nehir akan Ermeni kanının simgesi oldu. Senin ardınca ‘Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hırant’ız’ diye haykıranların çoğunun Kürd veya ‘Kürt kökenli’ olduğunu biliyorsun zaten.

1915’lerde Senin halkına kucak açan, Ermeni’yi Türk zulmünden kurtaran, saklayan, yolcu eden Kürdün, Ermeni’ye silah sıkan Kürden katbekat çok olduğunu biliyorsun zaten.

Bu yeryuvarlağında, en azından Yakındoğu’da, Ortadoğu’da ve Kafkaslarda en ‘ucuz kan’ın Kürd kanı olduğunu da biliyorsun zaten.

Kürdler katledildikçe Türke daha fazla yapışıyorlar! Kürd kanı ucuz, ondandır. Bizlerin, binlerce Kürdün kanını akıttıktan sonra ‘partileşen’ binlerce Hizbullah kepazelerimiz var, bizim düşman sofrasının artıklarıyla karnını şişiren aşağılık AKP elitimiz, şirketinin selameti için namusunu satan burjuvazimiz, kendi yeteneksizliğini düşmanın avucundaki liderinin ‘haşmeti’yle perdelemeye yeltenen milyonlarımızın gönül verdiği haliz muhlis devrimci örgütümüz, bağımsızlıktan türkiyeciliğe kayarken Kürd kanının beş para bile olmadığının bilincine varmış ‘Ulusal Öneder’imiz, doğru-yanlış canını ortaya koyup savaşan, çarpışanlarımıza, bir şeyler yapanlarımıza muhalif aydın kılıflı Ankaracı on binlerimiz var.

Neden? Beş para etmiyoruz da ondan.

Senin dedelerin Türk zulmünden kaçıp Kafkaslara sığındılar, devlet oldular. Aman, yanlış anlaşılmasın, tersinden anlaşılmasın ama belki de Ermeniler katliamdan geçirilmeseydiler, devletleşemeyeceklerdi. Ermeni kanı biraz para ediyor şimdi. Bizler halen kendi Kurdistan’ımızda Türk devletine methiyeler dizmekle meşgulüz. Kanımız da beş para etmiyor.

Düşünüyorum bazen; 20 yaşından buyana Kürdün özgürlüğünden başka hiçbir şey düşünmeyen bendeniz öldürülürse, kaç gün hatırlanır? (Gerçi hatırlanmak diye bir derdimiz yok ve olamaz). En fazla bir gün, iki gün. Kürdün büyük düşünürleri, yazarları öldürülürse? Allah geçinden versin; Hüseyin Turhallı, Hasan Bildirici, Faysal Dağlı… En fazla bir hafta, bir ay. Kimse sokaklara çıkıp ‘Hepimiz Kürdüz’ demez en azından. 

Çünkü Kürd kanı beş para etmiyor.

Hırant, 19. yy.ın başından günümüze Türk, Fars, Arap zulmü altında kaç Kürd katledilmiş, biliyor musun? En az yarım milyon. Dert ve ölüm yarıştırmıyorum ama bu rakam, Ermeni katliamında ölenlerin üç katıdır. Bilen, konuşan mı var? Neden konuşulmuyor biliyor musun? Çünkü Kürd kanı sudan bile ucuz.

Seni katledenleri en çok bizler lanetledik. Başta da demiştim; senin kanını Türkiye’de ve dünyada 1915’in simgesi yapanların başında da Kürdler geliyor. İyi de ettiler. 

Ama Kürd düşünürü Sehîdê Îbo’yu da hatırlamadan edemiyorum.

Sehidê İbo, tip ilimleri doktoru, profesördü, şairdi. Çocuk doktoruydu. Binlerce Ermeni çocuğu ölümün pençesinden kurtarmıştı. Gayri adi teşhis koyma yeteneğinden dolayı, hakkında efsaneler dolaşıyordu. Ermenistan’da “Çocukların babası” adı ile meşhur olan Sehîdê İbo’nun yanına yalnız Ermenistan’ın illerinden değil, Güney Kafkasya’nın diğer cumhuriyetlerinden ve SSCB’nin çeşitli noktalarından en ağır hasta çocuklar getiriliyordu.  8 Mayıs 1924’te Ermenistan Cumhuriyeti’nin Garxuna Jirîn (şimdi Eçmiedzin ilinin Gratatê köyü) köyünde doğmuştu. 1991’de Erivan’da Ermeni milliyetçileri (devleti) tarafından Êzidî Kürdü olmasına rağmen Kürdlüğü savunduğu için öldürüldü. 1991’de Ermenistan devleti, Êzidî Kürdleri Kürd halkından ‘ayırma’ siyasetine yeni hız vermişti. Aynı yıl mı, bir yıl sonra mı, Erivan radyosunu ikiye ayırıp yeni bir ‘Êzidî radyosu’ kurdular, biliyorsun.

O zaman sokaklara çıkma nedir, ‘Hepimiz Kürdüz’ sloganları nedir, tek bir Ermeni vatandaş, ‘Sehîdê Îbo neden öldürüldü’ diye sormamıştı. Güme gitti Sehidê Îbo. Çünkü Kürd kanı sudan bile ucuz. Biraz eğri cümle olacak ama Senin kanın para etti, Hırant. Sehîdê Îbo Kürd ya… Kanı sudan bile ucuz.

Ermenistan’ın hoşuna gitmişti Sehidê Îbo’nun katli. Ancak namuslu Ermeniler de vardı. Şuan ismini hatırlayamadığım bir Ermeni yazar Sehîdê Îbo öldürülürken şöyle demişti: “Türklerin zulmünden Kürdlerin yardımı ile kurtarılan Ermeniler on binlerceydi (benim ailem mesela) ancak belki de 1915’de kimi Ermeniler Kürtler tarafından öldürülmüştür… Fakat eminim ki, 1915’te profesör Şehidê İbo’nun ölümün pençesinden kurtardığı Ermeni çocuklarından daha fazla Ermeni öldürülmemiştir!”

Ama ‘sizinkiler’ öyle bir insanı öldürdüler, Hırant.

Benim baba evim, Karabağ’da (Kızıl Kürdistan’da) Kürdlüğün simgesi olan Şamil Esgerov’un evinin ortasına 1993’te özel olarak Ermeni ordusu tarafından toplarla saldırı yapıldı. Bunu şimdiye kadar hiç mesele etmedim. Azerilerle Ermeniler savaşında ortada kalan güme gider dedim. Zoruma giden biliyor musun ne, Hırant? Karabağ savaşında ölenin çoğu Kürd ama savaşın adı Ermeni-Azeri savaşı. Bak bu zoruma gidiyor. Çünkü Kürdün kanı sudan bile ucuz.

‘Kürd kanı sudan bile ucuz’ başlığı ile bir yazı daha yazmıştık 2013’ün Mart’ında. Roboskî katliamı ile ilgili. 

Şöyle başlıyordu:

"Roboski Katliamı, Yakın Kurdistan Tarihi'ndeki en büyük katliamın ismi oluyor.

Öncekileri hatırlarsınız: Dersim Katliamı, Zilan Katliamı, Agirî Katliamı, Koçgiri Katliamı, Mahabad Katliamı, Barzan Katliamı, Kamuşlo Katliamı… Say babam, say… Bizler paralarımızı değil, mutlu günlerimizi asla değil yalnızca dertlerimizi sayarız. Bir de dökülen kanımızın litrelerini... 

‘Kürd’ sözü geçtiğinde ‘katliam’ sözü de sıradanlaşıyor nedense. Kürd söz konusu olunca Katliam; ölüm olmuyor, lime lime edilen bedenlerin acısı, işkencenin sancısıyla titreyen dudaklar, eller olmuyor, ıstıraptan bir durup bir vuran yürekler olmuyor, karnına süngü geçirilenlerin haykırışı, bombalarla parçalananların çaresiz iniltisi olmuyor, sönen ocaklar olmuyor asla, yarım varaklık istatistiğe sığıştırılan sentetik sözcüklerin toplamı oluyor... 

Kürd kanı sudan bile ucuz."  

Sen rahat uyu, Hırant. Senin kanın para etti.

Hejarê Şamil

hejare_shamil@hotmail.com

2145