Cuma Mart 29, 2024

YDG “Kaypakkaya yoldaş: Ölümsüzlüğünün 43. yıldönümünde halkımızın bağrında umut, zalimlerin zihninde korku olmaya devam ediyor!

 “İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır” ifadelerine yer verdi. Açıklamada şu ifadeler yer alıyor:

“Fiili saldırılar artarak devam ediyor”

“Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı 43. kez anmaya hazırlanırken, ezilenler ile egemenler arasındaki mücadele çetin ve zorlu bir şekilde dur durak bilmeden devam etmektedir. Türk devleti, adına ‘çöktürme’ dediği saldırı politikaları ile bir yandan örgütlü, devrimci güçleri sindirmeye çalışırken bir yandan da halkımızın yeşeren kurtuluş umudunu yok etmeyi hedeflemektedir. Bunun için geçtiğimiz yılın Haziran ayı itibari ile başlatmış olduğu fiili saldırıları artarak devam etmektedir.”

“Zalimlerin çaresiz kalacağı bir kez daha kanıtlanmıştır”

“Başta Kürt halkı olmak üzere özgürlüğü için sokağa çıkan milyonlar; devletin top yekûn saldırının hedefinde durmakta, şehirler ilçeler yakılıp yıkılmaktadır. Bununla birlikte direnişin yükseldiği alanlar Türk devletinin abluka siyaseti ile boğulmak ve örgütlü güçler halktan yalıtılmak istenmektedir. Ancak gelişen aşamada halkın bağrından kopan direniş karşısında zalimlerin çaresiz kalacağı bir kere daha kanıtlanmıştır.”

“Kaypakkaya yoldaşın mücadele yol ve yöntemleri yol göstermeye devam ediyor”

“Mücadelenin amansız devam ettiği 2016 yılının Mayıs ayında bir direniş geleneği başlatarak ölümsüzleşen Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşı anmaya hazırlanıyoruz. Kaypakkaya yoldaşın tarih sahnesine çıktığı günlerde, ortaya koyduğu bilimsel görüşleri, mücadele yol ve yöntemleri bir meşale gibi yol göstermeye devam etmektedir. İbrahim Kaypakkaya yoldaşın bitip tükenmek bilmeyen araştırma inceleme yöntemi ile yeniyi ve doğru olanı söyleme cüreti onun bugüne kadar gelmesini sağlamıştır. Özellikle ulusal soruna dair ortaya koyduğu düşünceleri, bugün daha fazla sarılacağımız halkaları oluşturmakta, pratik güzergahımıza işaret etmektedir.”

“Ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenmeliyiz”

“İçerisinden geçtiğimiz zorlu dönemde başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm kesimlere; emekçilere, kadınlara, LGBTİ’lere yönelik saldırılara karşı ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesi, Kaypakkaya yoldaşın yaşatılmasında ve sahiplenilmesinde önemli bir yerde durmaktadır. Bu açıdan Kürt ulusunun öncülerinden Haki Karer ve zindan direnişleri meşalelerinden Dörtlerin 18 Mayıs’ta şehit düşmeleri yalnızca takvimsel bir ortaklık değildir. İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtlerin 18 Mayıs ölümsüzlüğü, Kürt ulusunun ve ezilen tüm kesimlerin kader ve kurtuluş birlikteliğinin simgesel değeridir. Türk devletinin ortak mücadele ve birlikte hareket etme iradesine yönelik bu denli saldırmasının temelinde de bu öz yatmaktadır. Onun için 18 Mayıs’ta Kaypakkaya yoldaşı anarken ortak mücadele ve en geniş bileşenle Kaypakkaya yoldaşı sahiplenme temel çıkışımız olmaktadır.”

“Kaypakkaya’nın devlet gözündeki korkusu büyüyor”

“İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ölümsüzlüğünün 43. yılında anarken, Kaypakkaya’nın devlet gözündeki korkusu da büyümektedir. Yapılan siyasi operasyonlarda Kaypakkaya’ya dair ne varsa ‘el konulması’, Kaypakkaya  silüetli flamaları taşıyanlara hala soruşturma açılması bu korkunun bir göstergesidir. Onun düşünce ve ideallerinin hala canlı ve ardıllarının nerede direniş ve mücadele varsa orada oluyor oluşu, 43 yıldır Kaypakkaya’nın devlet gözünde ‘iyi çocuk’ olmayı başaramamasının temel nedenidir.”

“Saldırganlığa karşı gençliğin dört bir yanda direnişi yükseltmesi, 18 Mayıs’ı sahiplenmenin şüphesiz en önemli yoludur”

“Kaypakkaya ardıllarından TİKKO gerillaları Murat Tekgöz ve Haydar Arğal’ın dizginsiz sömürü düzenine karşı özgürlük şiarı ile direniş bayrağını ellerinden bırakmayarak 6 Mayıs’ta ölümsüzleşmeleri Türk devletinin Kaypakkaya korkusunun neden sürekli olarak yenilendiğinin cevabıdır.

Yeni Demokrat Gençlik olarak ölümsüzlüğünün 43. yıl dönümünde Kaypakkaya’yı anarken halk düşmanlarının korkularını büyütmek bize de düşmektedir. Mahir, Deniz, İbrahim ve Mazlumların gençlik çağlarında açtıkları yolda bugün ilerlenmektedir.

Halkımıza yönelik saldırganlığa karşı gençliğin dört bir yanda direnişi yükseltmesi, 18 Mayıs’ı sahiplenmenin şüphesiz en önemli yoludur.”

43003

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar