Pazartesi Mayıs 20, 2024

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı:: Elleri ve silahlarıyla devrimi yaratanlara! Ocakta, Kavgamızda Ölümsüzleşenlere!

Ocak ayının son haftası düzenlenen “Parti ve Devrim Şehitleri Haftası”na ilişkin Türkiye Komünist Partisi/Marksist Leninst(TKP/ML) Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu(TİKKO) Rojava Komutanlığı yayımladığı açıklamada, “Bizler asla elleri ve silahlarıyla devrimi yapanları unutmayacağız.  Yaptıklarıyla ve sözleriyle konuşulanlar var oldukça unutulmazların sayfalarında yenilmezler listesinde hep onların yoldaş isimleri yazılı kalacaktır” diye belirtildi.  

“Gerçekliğin dolaysız anlatıcı ve yaratıcı dili ve yüreği olanlar ölümsüzdür.”          

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı’nın yayımladığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Devrimin ve özgürlüğün ölümsüz yürütücüleri yüksek bir emek ve kanla özgürlükleri örgütleyip çoğaltırlar. Tarihin ve yaşamın unutulmazları arasında yer alan ölümsüzlerimiz, köleliğin ve cehaletin orta yerinde parlayan ve ışıldayan kutup yıldızları gibidir. Varoluş nedenlerinin merkezinde zulmün kalelerini parçalayıp yıkmak, sömürücülerin saltanatına son vermek vardır. 

Bütün yaşamlarını utanılası sömürü ve zulüm dolu düzeni tarihin derinliklerine gömmek için örgütlerler. Devrim davasına kendini adayanlar aynı zamanda ölümün kefenini her an yırtmaya da hazırdırlar. Çünkü onlar çok iyi bilmekte ve anlamaktadırlar ki; özgürlük ve hakikat peşinde koşanlar mücadelenin en çetin ve zorlu anlarını yüzlerinde tükenmek bilmeyen gülüşleriyle karşılamaya hazır olmak zorundadırlar. Kötülük ve çirkinliklerle dolu sömürü ve zulüm dünyası ancak büyük bir bedel ödeme cüretiyle ve büyük bir devrimci savaş pratiğiyle alt edilebilir.

Gök kubbenin altında yaşlı dünyanın yoksul topraklarında yaşayan çeşitli milliyet, renk, dil ve cinsten mazlumlar kurtuluşa ve sınırsızlığa doğru başarıyla yürümesi ancak örgütlü bir güçle olur. Ve onun sıra neferlerinin büyük fedakarlığıyla mümkün olur. Bunun dışında başka bir fikir başka bir yol ve öneri ancak varılacak hedefin mesafesini uzatır. Henüz gökkubbenin altında emeksiz, bedelsiz, kansız bir kurtuluş yolu çizilmemiş; sokak ve caddelerinde ölümsüzlerin resimlerinin asılı olmadığı bir özgürlük manifestosu henüz yazılmamıştır. Her okul ve akademinin esas konusu “savaş-bilim-çelişki” olmadan kurtuluşun yaşamsal bilgileri elde edilemez.

Bu yol zorlu bir o kadar onurludur. Büyük bir cüret, sarsılmaz bir cesaret ve yüksek bir kahramanlık ister. Uyuyan milyonların uyandırılması uçurum dibine yuvarlanmışların zirvelere çıkarılması ancak derin bir devrimci bilinç, sarsılmaz bir irade alt edilmeyecek bir gerilla ordusuyla başarılır. Bilincin ve silahın”“yığınların ve devrimci savaşın” buluşup bütünleştiği stratejik bir yol ancak kurtuluşun yolunu aydınlatır. Bulunan yol her gün daha derin daha geniş şekilde ezilenlere açılmadıkça zafer, sonu gelmez bir hayal olarak kalır. Tüm bu soylu görevlerin orta yerinde varlığımızın, özgürlüğümüzün tayin edici yapı taşları olan ölümsüzlerimizin söz ve vasiyetleri yazılıdır. Tüm değerlerimizin en somut bileşkesi olan şehitlerimizin kavga dolu özgürlük anıları vardır. Onların, yüzlerin, binlerin sayısız devrimlerin OCAK takipçileri olan komutan Nubar Ozanyan, yürek işçisi Serdar Can, direnişin sıkılı yumruğu Güzel Anamızın kavga türküleri miting meydanlarında dinlenir. Savaş alanlarında namluları konuşur. Eğitim akademilerimizde sözleri yazılır. Ateş dolu sohbetlerimizde anılar dolaşır. Ve direniş ve savaş destanları yeniden kendini yaratarak yazılır. Faşizmin hüküm sürmediği bir karış toprak ve hava parçasının kalmadığı ülkemizde herkesin susturularak sindirilmeye, çökertilmeye çalışıldığı bir süreçte şehit yoldaşlarımızın direniş ve savaş iradeleri umudun adı olarak konuşulacaktır. Yani şehitlerimiz konuşacaktır. Ve o an bütün sokak ve caddelerdeki emekçiler ayağa kalkarak marşlarla uğurlanan ölümsüzlerin önünde şapkalarını çıkartarak bir kez daha selama duracaklardır. Büyük bir saygıyla susan öfkeli kalabalıkların önünde konuşan sadece devrim şehitleri olacaktır.

Direniş özgürlüğe, özgürlük yaşama, yaşam da ölümsüzlüğe yol açar. İnsan amaçtan düşerse inançtan da düşer. Şehitlerimiz halkımız ile çağdaş dünya arasında kurulan sağlam direniş ve inanç köprülerdir. Yaşamlarını sözlerinin sahibi olarak yaşamak, bunun için hayatlarını ortaya koymak zorunda olduklarını çok iyi bilerek sınırsızlığın ve sonsuzluğun yoluna çıktılar.

Bizler asla elleri ve silahlarıyla devrimi yapanları unutmayacağız.  Yaptıklarıyla ve sözleriyle konuşulanlar var oldukça unutulmazların sayfalarında yenilmezler listesinde hep onların yoldaş isimleri yazılı kalacaktır. Kurulacak dünyanın yaratılacak özgür geleceğin en sağlam yapı taşlarının üzerinde hep onların ölümsüz gülüşleriyle dolu resimleri olacaktır. Dünyanın ve ülkemizin mazlum çocukları o resimlere bakarak kendilerini ve yaşamlarını yaratacaktır. O resimlere gururla bakarak dimdik duracaklardır kötülüklerin ve cehaletin karşısında!   

Ve bizler şehitlerimizi anmanın sadece ve sadece onların ayak izlerinde bilinç ve cesaretle yürümek olduğunu bilerek yaşama ve savaşma andımızı yazıyoruz. Ve bizler şehitlerimizi anmanın ne bir an olsun yas tutmak ne de bir damla gözyaşı dökmek olmadığını bilerek kararlılıkla geride bıraktıkları görevleri tamamlamaya çalışacağız. Bu görevleri omuzlamak olduğunu bilerek stratejimizin gereklerini yerine getirmeye çalışacağız.      

Gerçekliğin dolaysız anlatıcı ve yaratıcı dili ve yüreği olanlar ölümsüzdür.”      

46502

Entellektüel Aydın Bulanıklığı Ya da Devrimi Ehlileştirme Aymazlıkları

 

BirGün gazetesinde 7 Aralık 2011 tarihinde bir röbartaj yayınlandı. Fikret Başkaya(FB) ile Gün Zileli(GZ)’nin konuşmaları. Konuşmanın ana konusu "devrimler”di. Aydınların devrim üzerine konuşmaları, fikir yürütmeleri ve üretmeleri, burjuvaziyi ve onun düzenini "teşhir etmeleri” elbette olumludur. Sorun devrim üzerine olunca, bunun değerlendirilmesi ve tartışılması da bir o kadar gerekli oluyor.

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Sayfalar