Cumartesi Mayıs 25, 2024

TKP/ML-TİKKO Rojava Komitesi

“Pirsus’ta yaşanan katliamın sorumlusu TC. devletidir”

Faşizmin sayısız ve sınırsız katliam ve soykırımlara imza attığını bildiren açıklamada TC’nin en azgın ve en koyu ırkçı ve gerici politikalara sahip olduğu vurgusu yapılıyor.  TC Faşizminin emekçilerin gençlerin ve kadınların kanıyla beslenmeden sömürü ve hegemonyasını sürdüremediğine dikkat çekilen açıklamada Şunlara değinildi: “Varlık nedeni emekçi devrimci kanı olan TC faşizmi insanlık ve uygarlık düşmanı yüzünü Pirsusta onlarca devrimci genci katlederek yüzlercesini yaralayarak bir kez daha göstermiştir.

Rojava devrimini boğmak başta Kürt halkı olmak üzere Arap-türkmen-asuri halklarının özgürlük istemini ve demokrasi iradesini kırmak isteyen kan emici faşist TC devleti her türlü provakasyon ve saldırganlıklara devam etmekten faşist DAİŞ çetelerini besleyerek halkların başına bela etmekten asla geri adım atmamaktadır. 

Faşist TC devleti sadece kendi ülke halkının azılı düşmanı değildir aynı zamanda Ortadoğu, Balkan, Kafkasya halklarının da yeminli düşmanıdır. Tarihi yüz yıla dayalı burjuva-feodal devlet bir yandan demokrasi çözüm yalan ve aldatmacısına başvururken diğer yandan bildik zorbalık yolunda yürümekten asla geri durmamaktadır. 

Politik olarak ciddi bir yönetememe krizi yaşayan faşist TC devletinin AKP hükümeti kanla yıkanmış yüzünü göstermekten kurtulamıyor. Her demokrasi-barış-çözüm söyleminin ardında iğrenç bir ikiyüzlülük sinsi bir sahtelik yatmakta vahşi katliam provakasyon planları hazırlanmaktadır. 

Kobanê'nin yeniden inşası için emek ve fedakarlıklarını ortaya koyup örgütlemek için bir araya gelen yüzlerce SGDF'li devrimci gence yönelik gerçekleştirilen onlarcasının ölümüne yüzlercesinin yaralanmasına yol açan imha ve yok edici saldırganlığın arkasında faşist TC devleti ve onun AKP hükümeti vardır. Seçim süreci boyunca HDP bürolarına yönelik gerçekleştirilen imha saldırılarının bir benzeri Pirsusta devrimci gençlere yönelik gerçekleştirildi. Bu türden barbar ve vahşi saldırılarla kitlelerde korku psiklojisi yaratmaya devrimcileri emekçileri sindirmeye diz çöktürmeye çalışanlar fena halde yanılmaktadır.”

Açıklamanın devamında, “faşizmin kendi yok edici katliam yasaları varsa demokratik halk devriminin de yenilmez halk savaşı yasaları vardır” denilerek şunlara yer verildi: “Faşizmin karşı devrimci iradesini kıracak ve ona asla unutamayacağı dersi vererek tarihin çöplüğüne atacak olan partimiz öncülüğünde emekçi halkımızın devrimci savaş iradesi ve kararlılığı olacaktır. Hiç kuşkusuz yapılan bu saldırıların ve katliamların hesabını irademiz ve kararlılığımızla soracağız…”  

TKP/ML-TİKKO Rojava Komitesi 

51657

Kürt Kerbelası‏

 

Boyunlarına ip geçirerek bir duvarın üzerine dizdikleri küçücük çocukları aşağı itip boşlukta sallandırarak boğuyorlar. Çocuklar çırpına çırpına can verirken o vampirler, "Allah Allah" naraları ile onların can çekişini seyrediyorlar.

Bu oyunu zor bozar

 

 

Tarihte, zorun rolü üzerine çok şeyler söylenmiştir. Özellikle sınıfsal zorun ortaya çıkışı, varlığı ve uygulanması konusunda, burjuvazinin ideologlarıyla Marksistler arasında ciddi bir ayrım konusu yaşanmış ve yaşanmaktadır. Burjuvazi, kendi sınıfsal zorunu meşru görürken, ezilenlerin, özellikle de işçi sınıfının burjuvaziye karşı uyguladığı devrimci zorun adını bile duymak istemediği gibi, bunu “toplumsal etik dışı” olarak, son yılların burjuva moda deyimiyle,  “terörist” eylemler olarak kriminalize etmeye çalışır.

On İki İmamlar Alevi Olabilir mi ? 1-2

“…Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok geniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi yada kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır.

Minaresiz Camiler ve Alevi Asimilasyonu

 

Dedeler var hoca olmuş bir nevi
İhtirasa kurban edilmiş sevi
Minaresiz cami gibi cemevi
Aleviyi namaz kılarken gördüm

(Ozan  Emekçi)

 

Bazı Milliyetçi Ermeni Aymazlara Zorunlu Cevap! Hasan Aksu.‏

 

İnsan eğer ırkçılık, milliyetçilik ve şovenizmden ideolojik gıda alıyorsa; her şart ve koşulda diğer ulus ve azınlıklara kin nefret ve kan kusarak nemalanıyorsa; adı ne olursa olsun sosyalizm ve de komünizm düşmanlığı yapıyor demektir. Çünkü her türlü milliyetçilik yaşanan örnekleriyle hepimizin malumudur.

T.“C”NİN HÜLASASI: “HAYATA DÖNÜŞ” HAREKÂTI’NDAN ROBOSKÎ’YE![1]

 

“Acı veriyorsa geçmiş;

geçmemiş demektir.”[2]

 

“Geçmiş” diye sunulan ama bugünden, yani T.“C” hülasasına denk düşen “Hayata Dönüş” harekâtı’ndan Roboskî’ye uzanan vahşetten söz etmek; egemen hukuk(suzluk), zorbalık, şiddet tarihinin sayfalarında gezinmektir.

Kolay mı?

BE ZİMAN JÎYAN NA BE![1]

 

“Yaradılış gözyaşı vermiş bize,

acıma çılgınlığı vermiş,

İnsan artık dayanamaz gibiyse,

 üstelik

Ezgiler, sözler bağışlamış bana, yaramı

Bütün derinliğiyle dile getireyim diye;

Ve acıdan dili tutulunca insanın,

bir Tanrı

Çektiğimi anlatayım diye

bana dil vermiş.”[2]

 

Paris katliamının failleri ve düşünülmeyenler

 

KÜRT MESELESİNDE EVRİM Mİ KANSIZ DEVRİM Mİ?

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hayret verici çalımının gölgesinde süren Devlet-Öcalan görüşmesi -bana ümit vermese de- tereddütsüzce desteklenmelidir. Desteklenmelidir, çünkü anlaşma sağlanırsa hiç değilse savaş duracak ve artık gençler ölmeyecek. Bir de cezaevlerindeki binlerce insan dışarı çıkacak. Sadece bu iki nedenle de olsa görüşmelerin mutabakatla sonuçlanması için taraflar adım atmaya teşvik edilmelidir.

 

KÜÇÜK BURJUVAZİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ ARADIĞI YER

Küçük burjuva aydınları sosyalizmi sevmezler. Gerçekte, onların sevdiği düzen, kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin kendilerine dokunmamasını isterler. Onların tek istekleri; “özgürce yazmak”, “özgürce sanatlarını gerçekleştirmek”... Ancak, bu kutsal “özgürlüğün” içinde, kapitalist sistem tarafından ezilen işçi ve emekçilerin özgürlüğü yoktur. Onlara göre, işçi ve emekçilerin görevi; kapitalist iş bölümü gereği sermaye sahibine artı-değer üretmek...

İSLÂMCI-MUHAFAZAKÂRIN ZİHİN HARİTASINDA BİR GEZİNTİ: “NASIL BİR KADIN(LIK)”?[*]

 

“Biri kurbağa öper,

biri yüzyıllarca uyur,

biri 7 cüceyle yaşar,

biri kuleye kapatılır.

Bir masal prensesi olsan bile

kadınlık zor.”[1]

 

1. Arap-İslâm İmgeleminde Kadın: Arzu ve Tehlike

 

Sayfalar