Perşembe Nisan 25, 2024

TKP/ML- MK “Yıkmaya Çalıştığınız Enternasyonal Köprüleri Dövüşe Dövüşe İnşa Edeceğiz”

“ Ortadoğu’da, gözünü kan bürümüş katil sürülerinin ve onların kravatlı-takım elbiseli hamilerinin kimi zaman bıçak, kimi zaman top-tank, kimi zaman uçak, kimi zaman adresi belirsiz bombalarıyla ezilenlere yönelik katliamları bir rutin haline geldi. Ortadoğu adı konvensiyonel olmayan ama kitlesel ölümlerin gerçekleştiği bir bölgesel savaş dönemini yaşıyor. Bu dönemlerde iblisliğin, kalleşliğin, gaddarlığın, zulmün bini bir paradır.

Sırf mezhebinden, milliyetinden, inançlarından, siyasal değerlerinden, cinsel kimliğinden kaynaklı savaşın doğrudan unsuru olmadan katledilmek, adressiz bir kurşuna hedef olmak, deli mayın-bombanın hedefi olmak işten bile değildir. Bin yıllardır bir arada yaşayan uluslar, mezhepler, dinler arasına tamiri zor düşmanlık tohumları oluk oluk kan akıtılarak sulanmakta büyütülmekte ve serpitilmektedir. Bir arada yaşamanın olanakları her geçen gün özel psikolojik savaş yöntemleriyle ve kalleşçe katliamlarla dinamitlenmektedir. Pazara hakim olmanın iştahı, bitmek bilmez kar hırsının enerji deposu petrol kokusu ezilenlerin kanı ve canıyla takas edilmektedir. Kobani’de olduğu gibi bir sabah bir Kürt, Arap komşusunun kendini boğazlaması endişesi ve kuşkusuyla tepeden tırnağa donatılmaktadır. Ya da Lazkiye’de bir Alevi, Sünni komşusunun palasıyla doğranma korkusuyla ürpertilmekte, Hama’da-Felluce’de bir Sünni, Şii egemenliğinin bombalarıyla ölüme uyanma kaygısıyla şekillenmektedir. Emperyalizm ve bilumum bölgenin gerici güçleri ölüm kusarak ayrıştırmak, düşmanlaştırmak, parçalamak için yoğun bir mesai harcamaktadır.” denilen açıklamada TC’nin bölgesel politikalarına da değinildi. TC’nin bölgedeki çıkarlarına uygu olarak bu saldırıyı gerçekleştirdiğine değinilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bu genel politika içinde, özellikle buna karşı örgütlü ve sistematik olarak demokratik, ilerici politik mevziler ise özel bir hedef halindedir. Rojava bugün bu ilerici ve demokratik mevzinin baş aktörü konumundadır. Bu demokratik ve ilerici mevzi ise özel bir hedef konumundadır. Özellikle Tekfirci-Cihadcı gericilik ve TC bu mevziyi mümkünse boğmak değilse olabildiğince zayıflatmak üzerine açık ve örtülü bir ittifak halindedir. Kürt demokratik ulusal kazanımlarına, farklı milliyet-inanç ve kesimlerin bir arada yaşamasını amaçlayan yönelimine her türlü politik ve askeri saldırıyı yapmaktadır. Meseleyi sadece Rojava ve Kürtlerle de sınırlı tutmamaktadır. Rojava ile dayanışma içinde olan, enternasyonal ruhu kuşanan, buraya dair demokratik duyarlılık gösteren her kesim bu azgın gericiliğin hedefindedir.

Türk devleti Rojava’ya yönelik saldırganlığını son dönemde tırmandırarak devam ettirmektedir. Tayyip Erdoğan bunu en net şekilde “Bedeli ne olursa olsun, Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz” diyerek ifade etti. Bu açıklamalar sonrası Kobane'de yüzlerce Kürt katledildi. Çılgınlık derecesine varacak Rojava işgal planları medyaya servis edildi. Yoğun ve sistematik askeri saldırılar ve psikolojik savaş aygıtları devreye sokuldu. Rojava ve Kürtlerle dayanışma içinde olan tüm devrimci demokratik kurumlar hedef haline getirildi. Operasyonlar, tutuklamalar, uluslararası komplolar devreye sokuldu. Onlarca devrimci, demokrat, yurtsever Rojava’ya yönelik dayanışma faaliyetlerinden dolayı tutuklandı.”

Bu ruhu canlarımızı alarak yok edemeyeceksiniz

“Ancak 20 Temmuz’da bu saldırganlığa alçakça, kalleşçe ve hunharca bir halka daha eklendi. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonunun (SGDF) "Beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz" Kobaneyle dayanışma kampanyası kapsamında Suruç’ta yaptığı basın açıklamasına bombalı saldırı düzenlendi. 32 genç, kadın ve erkek şehit düştü. Saldırıda IŞİD parmağının olduğuna kuşku yok. Ancak bu saldırının Türk egemen sınıflarının olanak ve yardımları, politik yönelimi ve eşsiz katkılarıyla gerçekleştiğinden de şüphe etmemek lazım. Bu katliamın failleri uzun süredir ayağa dikilmiş ve ben buradayım demektedir. Bu katliam, Türk egemen sınıflarının “ne pahasına olursa olsun” Rojava kazanımlarına karşı örgütlediği duruşun bir parçasıdır.

Savaşın doğrudan unsuru olmayan yıkılmış bir kenti inanç ve değerlerine uygun inşa etmeye çalışan genç, körpe bedenlerin parçalanarak yok edilmesi bir politik mesajdır. Rojava ile enternasyonal dayanışma damarı kesilmek istenmektedir. Bu ruh gericiliğin hedefindedir. Katledilmeye çalışılan demokratik, devrimci, ilerici bir mevziyle dayanışma, onun bir parçası olmaya çalışan anlayıştır.

İlan ediyoruz bu damarı kesemeyeceksiniz, bu ruhu canlarımızı alarak yok edemeyeceksiniz.

Sizin ne pahasına olursa olsunlarınız karşısında bizimde ne pahasına olursa olsunlarımız vardır. Sizin bizden kopardığınız parçalarımız, aldığınız canlarımız gözümüzü korkutmayacak, değerlerimize yabancılaştırmayacak. Bunu başaramayacaksınız. Öfkemizi, kinimizi, sorumluluk bilincimizi, Rojava’ya olan derdimiz büyüyecek sadece. Kalleşliğiniz, alçaklığınız, kana susamışlığınız dayanışma ruhumuzu katledemeyecek. Daha güçlenmiş, daha bilenmiş, daha pekişmiş, daha fazla örgütlenmiş bir enternasyonal dayanışma yürüyüşü bulacaksınız karşınızda. Hem de “ne pahasına olursa olsun”.

Suruç’ta 32 körpe canımız ve inanç dolu yüreğimiz katledildi. Bu katliamın hesabını soracağız. Suruç katliamı Türk egemen sınıflarının kâbusunun gerçekteki görüntüsüdür. Korku dağlarını büyütmek tüm ezilenlerin, mazlumların, devrimcilerin, demokratların boynundaki borçtur. Partimizde bu borcu üstlenmektedir. Gericilikle politik hesaplaşmamıza, sorumluluklarımıza daha fazla sarılmamıza yeni bir gerekçedir Suruç katliamı.

Katilleri biliyoruz, tanıyoruz, tanımlıyoruz. Bu katiller sürüsünden hesap sormak için tüm halkımızı sokaklara, meydanlara, dağlara, mücadelenin olduğu her yere çağırıyoruz. Öfkemiz namlularla birleşip adresine ulaşacak. Halkımızı Suruç katliamını protesto etmeye, sokaklara çıkmaya, Türk devletinden hesap sormaya, Rojava ile daha fazla ve güçlü dayanışmaya çağırıyoruz”

-Şehit Namırın!

-Suruç (Pirsus) Katliamını Lanetliyoruz!

-Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!

-Selam Olsun Rojava Direnişine Ve Şehitlerine!

-Faşist Türk Devletinden Ve Tüm Gericilikten Hesap Soracağız!

-Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğindeki TİKKO, TMLGB!

TKP/ML MK 

47611

Son Haberler

Sayfalar

TKP/ML- MK “Yıkmaya Çalıştığınız Enternasyonal Köprüleri Dövüşe Dövüşe İnşa Edeceğiz”

TKP-ML TİKKO Genel Komutanlığı: Partimiz Savaşımızı Aydınlatmaya Devam Ediyor: Ona Omuz Ver! Güç Kat!

Ailevi sorunlar, geçim derdi, gelecek kaygısı, hayaller, yaşanmışlıklar, günden güne ömrün tükenmesi ve sonuç olarak hiçbir şey yaşamadığını farkettiğin ve yüreğine bir acının gelip oturduğu an... bunu ikimize kendime armağan ediyorum. Dost varmı ki şu zaman da derdini alıp vuracak sırtına ..ve biz nelerden uzak kalmışız haberimiz yok...şimdi ki dostluklarda ne duman ne tüten var

TKP-ML MK: TKP-ML, 52 YAŞINDA!

“Daha Sıkı, Daha Sağlam, Daha Kararlı Bir Savaş” İçin Israr ve Sebatla!

Mao Zedung yoldaşın önderliğindeki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınaları içinde, coğrafyamız sınıflar mücadelesinin bir ürünü olarak doğan partimiz TKP-ML, 52 yaşında!

Emperyalizm Üzerine Notlar

Uzun bir zamandan beri emperyalizm üzerine makaleler yazıyorum, konferanslar veriyor, panellere katılıyorum. Bir de „Emperyalist Türkiye“ adlı kitabım yayınlandı. Bu kitapta'da Türk devletinin emperyalistleştiğini ve emperyalist bir devlet haline geldiğini; ekonomik, siyasi ve askeri olarak değerlendiriyorum.

Katıldığım seminer, panel, konferans ve çeşitli konuşma ortamlarında, yeni emperyalist ülkeler konusunda bana bir çok sorular soruldu, benim tezlerime karşı karşı tezler ileri sürüldü. Bir çoğu tezlerimi onaylarken, çoğunluk tezlerimi reddetti.

Patika, Politika mı Arıyor Yoksa..

"Başkası olma kendin ol

Böyle çok daha güzelsin"

Anasının kuzusu

Ciğerimin köşesi"

Marifet  solun sağıyla başarılı olmak değil ki.

Afyon, antalya, istanbul, ankara...

İmamoğulları, yavaşlar, böcekler... falanlar filanlar.

Sanki seçimleri kaybettiren  sol gibiymiş gibi

Sanki seçimleri kaybettiren de parlamentizm gibiymiş gibi

Hiç kimse zafer kazanan solun sağı karşısında solu ve parlamentizmi dahil ağzına almıyor.

Proletarya chp'nin sağını satın almış gibi.

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Sayfalar