Cuma Nisan 19, 2024

TKP/ML-MK: “Şehitlerimizi, iradelerinden öğrenerek anacağız”

“Ülkemiz devrim mücadelesinin devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Yusuf Aslan'ı, Amed zindanında direniş meşalesi olan Dörtleri, komünist önder İbrahim Kaypakkaya'yı katledilişinin 43. yılında andığımız Mayıs günlerinde ölümsüzlüğe uğurladık yoldaşlarımızı. Bir kez daha Mayıs ayı muştuladı zaferi, bir kez daha haykırdı direnişi, baş eğmezliği, teslim olmamayı…

Türk-Kürt ve çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız!

6 Mayıs'ı 7 Mayıs'a bağlayan gece Dersim Merkeze bağlı Askasor (Okurlar) köyü kırsal alanında faşist TC ordusuyla, Partimiz önderliğinde savaşan TİKKO gerillaları arasında çatışma çıkmış, Haydar Arğal (Sinan), Murat Tekgöz (Rıza) yoldaşlar şehit düşmüştür. Silah elde toprağa düşen yoldaşlarımız Demokratik Halk Devrimi mücadelemizin zafer teminatı olarak yazıldılar tarihe.

Haydar Arğal yoldaş partimiz saflarındaki aktif mücadelesine gençlik faaliyeti ile başlamıştır. Amed, Erzincan ve Dersim'de görev alan yoldaş, sadece Komsomol'un gelişimi değil bölgede Parti faaliyetimizin gelişimi için de emek vermiştir. Gençlik faaliyetinde gelişim gösteren, adımlarını hep ileri doğru atan yoldaş kısa sürede Komsomol üyesi olmuştur. Mütevazılığı, çalışkanlığı ve fedakarlığıyla gençliğin güler yüzlü Rıza'sı olmuştur.  Yoldaş adımlarını atarken ve yarınlara dair planlarını yaparken hedefinde gerillaya gitmek, halk ordusunun bir neferi olmak ve savaşmak vardı. 2011 yılında ölümsüzleşen Beşler’in ardından yoldaş bu istek ve talebini daha fazla dile getirmiştir. Boşalan mevzi doldurulmalı, silahları devralınmalıydı.  TMLGB MK'daki görevini yoldaşlarına devrederek 2011 yılında dağların, gerillanın Sinan'ı oldu. Aynı mütevazılık ve fedakarlıkla omuzladı mücadelenin görev ve sorumluluklarını. Sinan yoldaş şehit düştüğünde Partimizin İleri Militanı, Halk Ordumuzun komutanlarındandı.

Murat Tekgöz yoldaş Dersim Üniversitesi’nde tanıştı partimizle. Yerel faaliyette aldığı görev ve sorumlulukları büyük bir gayret ve samimiyetle yerine getirme çabasında oldu. Gerilla mücadelemizin bölgedeki etkisinin artmasına ve gelişimine paralel, yoldaş halk ordusuna katılma talebinde bulundu. 2013 yılında gerilla mücadelesindeki yerini alan yoldaş, şehit düştüğü ana kadar özveriyle sorumluluklarını yerine getirmiştir. Murat yoldaş şehit düştüğünde Partimizin militanı, Halk Ordumuzun savaşçısıydı.

Yoldaşlarımız sahip oldukları tarihsel mirası kanlarıyla, canlarıyla büyütmüşlerdir. Bu miras önder yoldaşlarımızdan savaşçılarımıza, yüzlerce şehit yoldaşımızın kanıyla yazılmış ve yine şehitlerimizle yazılmaya devam edecektir. Yoldaşlarımızın dalgalandırdıkları proletaryanın kızıl bayrağıdır ve bayrak ardıllarına devredilmiştir. Şimdi mücadele etmek, düşmandan hesap sormak, boşalan mevzileri doldurmak, safları sıklaştırmak için daha fazla nedenimiz vardır.

Yoldaşlarımız devrimin ancak ezen sınıflara karşı amansız mücadelenin yürütülmesi ile zafere taşınacağının bilincinde olarak mevzileri doldurdular. Devrim mücadelesinin aynı zamanda bir bayrak yarışı olduğunu bilerek girdiler sıraya ve devraldılar bayrağı. Kendilerinden öncekiler gibi lekesiz taşıdıkları bayrak, ardıllarının elindedir ve aynı onurla taşınacaktır.

Emekçi halkımız;

Egemen sınıfların 7 Haziran seçimlerinin ardından startını verdikleri ve tırmandırarak devam ettirdikleri haksız savaş büyüyerek devam ediyor. T. Kürdistanı'nın her sokağı, her evi direniş odağı haline gelmiştir. Düşmanın her türlü savaş aracıyla giriştiği, katliam ve katletmede sınır tanımamasının bir nedeni vardır ve bu neden Kürt ulusunun iradesini teslim almaktır. İlmek ilmek, can bedeli yürütülen direniştir ki devlete diz çöktürmüştür.  Bu katliam ve saldırılar Kürt ulusuyla sınırlı kalmayarak işçi-emekçi tüm toplumsal kesimleri içine alarak yürütülmektedir. Gözaltı ve tutuklama terörü, her türlü hak alma eylemine dönük saldırı egemenlerin korkularının da boyutunu göstermektedir.  Bu plan tutmayacak ve yaratılmak istenen korku duvarı direniş balyozuyla yıkılacaktır.

Sınıf mücadelesinin şaşmaz yasasıdır, ezenlerin her saldırı ve katliam planı içinde ezilenlerin direnişini mayalayarak, biriktirerek ilerler. Bugün her türden katliam yetkisiyle donatılan eli kanlı katillerinin yaptıklarının hesabı mutlaka sorulacaktır.  

 

Yoldaşlar;

Onları; Devletin Kürt ulusu başta olmak üzere ezilen tüm kesimlere karşı yürüttüğü katliam saldırılarına karşı direnişi örgütleyerek anacağız.

Onları; Boşalan mevzilerini doldurarak, silahlarını kuşanarak, halk savaşının çağrısına yanıt olarak anacağız.

Onları; Partiye bağlılıklarından, fedakârlıklarından, dürüst ve çalışkan olmalarından ve yarınları kazanma bilinç ve iradelerinden öğrenerek anacağız.

Onları; MLM hatta sebat ederek, Kaypakkaya yoldaşın çizgisine bağlı kalarak ve halk savaşı güzergâhında ısrarla ilerleyerek, dökülen her damla kanın hesabını sorarak anacağız.

Onları anma ve yaşatmanın, davalarına sahip çıkmanın ve uğruna ölümsüzlüğe yükseldikleri kavgayı kazanmanın yolu bu olacaktır.

Haydar Arğal ve Murat Tekgöz yoldaşlar yaşıyor, savaşıyor!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, önderliğindeki TİKKO ve TMLGB!

Sürüyor Demokratik Halk Devrimi, Sürecek Halk Savaşı!

Halk savaşçıları ölümsüzdür!

TKP/ML-MK   Mayıs 2016”

46711

Proletarya Partisi

 Proleterya Partisi'nden gundeme iliskin yazilar

Son Haberler

Proletarya Partisi

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar