Cumartesi Mayıs 25, 2024

Tek Tip Elbise Saldırısı

Faşist Türk Devletinin Tek Tip Elbise Saldırısı, Hapishanelerde Devrimci Tutsakların Direniş Duvarına Çarpacaktır!

12 Eylül 1980 askeri faşist cunta ile gündeme getirilerek devrimcileri teslim almak için devreye konulan Tek Tip Elbise (TTE) saldırısı, Devrimci Tutsakların direniş duvarına çarparak geri püskürtülmüştü. TTE saldırısı uzun bir aradan sonra faşist AKP iktidarı tarafından tekrar “FETÖ” sanıkları bahanesi ile devrimci tutsaklara yönelik fiili bir saldırı olarak hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. 12 Eylül’de olduğu gibi OHAL ile ülkeyi yöneten AKP iktidarı, mevcut hâkimiyetini korumak ve “tek adam” diktatörlüğünü oturtmak için çıkardığı KHK’lar ile 12 Eylül’ü aratmayan saldırılarını yaşamda uygulamanın adımlarını atmaktadır.

 

Bugün devletin bütününe egemen olmak için daha önce hâkim olan kliği temizleyen ya da kendine biat ettiren T. Erdoğan, temsilcisi olduğu Türk hâkim sınıflarının korkularını bertaraf edememiş olacak ki; TTE saldırısını yeniden uygulamaya sokmak istiyor. İçinden geçtiğimiz sürçte başta sınıfsal, ulusal, cinsel ve inançsal çelişkilerin derinleşmesinden kaynaklı, yönetememe krizi yaşayan AKP iktidarı, çözümü her türlü muhalefeti bastırmak, diz çöktürerek teslim almak için faşist saldırıları yoğunlaştırmakta bulmaktadır. 

 

Faşist diktatörlüğünü, “tek adam” hâkimiyetini tahkim edebilmek ve yeniden yapılandırmak için süresiz OHAL-KHK’ları ile işi sınıfı ve emekçilere, Kürt halkına, Alevilere, Kadın ve LGBTİ’lere yönelik topyekûn bir saldırı furyası ile on binlerce kişi tutuklanmış durumdadır. Öyle ki; bu saldırı furyası sonucunda hapishanelerin kapasitenin çok üstünde dolmasından kaynaklı, yeni hapishaneler yaptırmak durumunda kalınmıştır. TC Devleti’nin bugünkü temsilcisi R.T Erdoğan ve AKP, toplumsal muhalefeti ortadan kaldırarak kalıba dökmeyi, toplumun mücadele direncini ve örgütlenmesini besleyen damarları kesip yok ederek tek tip insan ve toplum yaratmayı hedeflemektedir.

 

Biliyoruz ki, 12 Eylül AFC’si  Devrimci Tutsakların direnişi karşısında nasıl yenilgiye uğradıysa, bugün de aynı akıbete uğramaktan kurtulamayacaktır. Dolayısıyla, faşist AKP iktidarının bu saldırısının boşa çıkarılması için Avrupa’da yaşayan tüm özgürlük ve demokrasi adına mücadele edenlere önemli görevler düşmektedir. Devrimci tutsaklar başta olmak üzere tüm toplumu teslim almayı hedefleyen bu saldırıya karşı, Avrupa’da etkin bir kamuoyu yaratmak için başta demokrat, ilerici, devrimciler olmak üzere, göçmen emekçileri devrimci tutsakları sahiplenmeye ve hep birlikte mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!

 

ATİK- Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu

42051

Ercan Binay’dan mektup var Abdullah KALAY’a özgürlük!

“Zulümle abad olunmaz.”[2]

 

Cumhuriyet Bayramı' Ve Bagımsız Türkiye Hangi Sınıfın Ideolojisidir?

'Cumhuriyet Bayrami' Ve Bagimsiz Turkiye Hangi Sinifin Ideolojisidir?

 

'Bir Marksist toplumsal uzlasmaya degil, sinif mucadelesine dayanir' der Lenin.

Sinif mucadelesi ise tekduze bir rota izlemez.Tarihin her toplumsal akisinda farkli bicimler olarak karsimiza cikar. Komunistler iradeci-idealist degil dialektik olguculuga dayanir. Canlidir Marksistin dunyasi, basma kalip, tekduze, soyut ilkeler ve kaliplar bakisi burjuvazinin dunya gorusudur.

 

Solu Liberalleştirmek

 

Sol’u liberalleştirme; onu devrimci özünden kopararak, burjuva düzen içi bir hareket haline getirme ve burjuva sistemine karşı toplumsal devrimci alternatif olmaktan çıkarma çabaları, solun tarihi kadar eskidir. Toplumun burjuva-proleter kampa bölünmesinden bu yana da, burjuvazi, sol’u sol olmaktan çıkarmanın her türlü yolunu denemeye, şiddetin yanında, ideolojik ve siyasal olarak onu yozlaştırmaya özel bir önem verdi. 

Kürdistan ve "Demokratikleşme"

Kürdistan tarihi açısından 90'lı yılların en önemli olgusu Kürdistan ulusal kurtuluşçuluğunun kadrosu,hemen hepsi bağımsızlıkçı çizgide binlerce Kürd aydınının imha edilmiş olmasıdır.Öylesine bir soykırım ki hesabını gören de soran da yok,ortalık da "barış"çılardan ve "unutmaya ve affetmeye hazırız"cılardan geçilmiyor.Kürdistani stratejik aklın ve ulusal kurtuluşçuluğun taşıyıcısı bu kategorinin imha edilmesi,kalan yerli/yerel aydınların Türki metropollara ya da yurtdışına kaçması/kaçırtılması ve eşzamanlı olarak Kürdistan köylülüğünün sömürgecilerce Kürdistan dışına göçertilmesinin ulusal

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP

Iki Birlesir Bir Olur Ya Da HDP


Ertugrul Kurkcu ''Halkin uzerine bilgelik tesis etmek degil, halkin bilgeligini temel alan bir partiyiz'' diyor...Kongreye Apo ve Recep kutlama mesajlari yolluyor!

 Tum milliyetlerden Isci-Koyluler Revizyonizmi gormuyor ve alkisliyorsunuz!

 Sunu diyor sizlere Kurkcu; Isciler-Koyluler ,Marksizm-Leninizm gibi sizi kurtarmaya calisan akimlara kapilmayin...!

Bölünmek için Birlesin


Bölünmek için Birlesin!

Bir Maoist hayati iki ucundan kavrar her zaman; Burjuvazi ve Proleterya ucundan. Birin iki oldugunu kavramamis bir kafa Marksist bir kafa degildir.
Komunist partiler icin Demokratik-Merkeziyetcilikin tek bir anlami vardir; Demokrasi KP lerde Burjuvaziyi temsil eder; Merkeziyetcilik Proleteryayi temsil eder....

Yaranın Merhemini cellattan mı isteyecegiz!

           Yeğişe Çarents   15 Mart 1921  Yer Berlin Charlottenburg semti,

   İttihat ve Terakki Cemiyeti başkanı,İç işleri bakanı,1915 Ermeni Soykırımı'ndan birinci de rece sorumlu,1,5 milyon Ermeni'nin ölümüne sebep olan Tehcir kararnamesi'nde imzası bulunan Talat Paşa Erzincanlı Soğomon Tehleryan tarafından öldürüldü.  Ermeni soykırımı'nda ölenlerin İntikamını almak için Talat Paşa Berlin'in en işlek caddesinde gündüz vakti ensesinden vurularak Ermeni halkı adına cezalandırıldı.Kaçarken polisler tarafından yakalandı.Direniş göstermedi.

Şiirin Şairleri, Şairlerin Şiiri -

“Biz bu kitapları ne zaman okuduk ve niçin her satırını çizip notlar düştük kıyılarına”[1]

“Herkes gider, şiir kalır,” der İbrahim Tenekeci.Doğrudur; öyledir…

Şiirin tarihi şaire doğru akarken; “Şiir kelime kaynar. Bir kazandır, dumanlar tüter içinden,” der Ahmet İnam…

İnsan ruhunun ve yaşamın derinliklerine nüfuz eden şiir ölmez, öldürülemez; çünkü ölümsüzdür…

Hayır; ‘Buz’[2] başlıklı yapıtı ile ‘2011 Turgut Uyar Şiir Ödülü’ne değer görülen Osman Özçakar’ın, “Şiir biraz da sözcüklerle manipülasyon yapma işidir,” tespitine katılmak mümkün değil.

Yeni Süreçte Bize Düşen Görevler/ Hasan Aksu

 

Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir

 
 
Dine Savas Acmak Dini Guclendirir; Ama Dinle Uzlasmak Da Dini Guclendirir; Din Sinif Mucadelesindeki Rolune Gore Ele Alinir!
Herseyleri yalan, demogoji, carpitma, sahtekarlik...

Alevi Açılımı mı, İzzettin'in Hançeri mi ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın okyanus ötesinde ikamet eden Fethullah Gülen hocayla ve Alevi toplumunun her dönem sisteme yedeklenmesi, demokrasi, temel hak ve özgürlüklerle kimlik mücadelesinden uzaklaştırılması için gönüllü olarak çalışan İzzettin Doğan’ın son asimilasyon projesi çalışması netleşmeye başladı.

 

Sayfalar