Pazar Mayıs 19, 2024

Şengal Dağ'ına yolculuk

Uluslararası Af Örgütü yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun IŞİD'in etnik temizliğinden kaçıp Şengal Dağ'ına sığınan yüz binlerce insana yardım etmesi için derhal harekete geçmesi gerektiğini istedi.

 Uluslararası tepkinin yetersizliğinden haklı olarak yakınan örgüt, halka havadan atılan yardımların ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğunu bildirmektedir.  
Bilindiği gibi IŞİD adlı kanlı örgüt 'Ezidi Kürtlere, Türkmenlere, Hiristiyanlara, Şii Araplara ve Süryanilere karşı silahlı saldırıda bulunmuş ve beş yüzü aşkın masum insanı katletmiştir. Katliamdan sağ kurtulan insanlar genç kızların ve kadınların savaş ganimeti diye kaçırıldıklarını ve tecavüze uğradıktan sonra para karşılığında Arap zenginlerine satıldıklarını söylemektedirler.

Hangi millettten, dinden ve mezhepten olursa olsun vicdanı olan hiç kimse bu vahşeti onaylamaz, onaylamamalıdır.  

Bu vahşet güya İslâm dini adına gerçekleştirilmektedir. Türk ve Kürt sünni dindarlar ve imamlar bu cinayet şebekesinin insanlık dışı uygulamalarına bugüne kadar hep seyirci kaldılar. Sessizlikleriyle yapılan canavarlıkları onaylıyorlarsa bunu açık açık söylesinler. Biz de onların IŞİD'ci olduklarını kabul ederek kimlerle iç içe yaşadığımızı bilelim. Değilse sokağa çıkmalı ve bu tecavüzcü katil sürüsünin dinle hiçbir bağlarının olmadığını açıklamalıdırlar.

Ayrıca çocukları bu kanlı çetede olan Kürt, Türk ve diğer anne ve babalara da bir çağrım var: Tecavüz edilen bu körpe kızlar ve gelinler sizin çocuklarınız olsaydı acaba ne hissederdiniz? Meydanlara çıkarak çocuklarınıza seslenin ve yapılanların din ve insanlıkla bağdaşmadığını söyleyin. Caymazlarsa onları evlatlıktan reddettiğinizi bildirin.

IŞİD gökten inmemiştir. Türk devlet yöneticilerinin de aralarında bulunduğu gerici sünni devletler ve çevreler bu kanlı örgütü besleyip silahlandırdılar. Oysa bu devletler içeride diğer halklar gibi sünni inançlı kendi halklarnı da ezmektedirler. Sünnilik onlar için sadece diktatörlüklerini sürdürme aracıdır, başka hiçbir değeri yoktur.

Şengal Dağı'na kaçan halk feryat feryada dünyadan yardım beklemektedir. Ben tüm kalbimle şuna inanıyorum: Vicdanlı dünya insanlığı doğru bir şekilde bilgilendirilir ve yönlendirilirse bu çete yeryüzünde çok geçmeden nefes alamaz hale gelecektir.

Dünya kamuoyunu aydınlatmada ve ayağa kaldırmada uluslararası çapta isim yapmış aydınlara ve siyasetçilere çok iş düşüyor. Bilim adamları, edebiyatçılar, sinemacılar, medya mensupları, din adamları ve söyleyecek sözü olan herkes bu uluslararası gericiliğe karşı sesini yükseltmelidir. Kınamayla kalmamalı, kafa kesen bu  anlayışı mahkûm edecek çalışmalar yapmalıdır. 

 Bizim kızlarımız ve kız kardeşlerimiz tecavüz uğrasa ve sonra para karşılığında zenginlere satılsa ne yapacaksak vicdan bize onu yapmayı emretmektedir.

  Ben vicdanımın bu emrine uydum ve Şengal Dağı'na gitmek için bugün Kars'tan yola çıktım. Yurt dışı yasağım olduğu için Silopi ve Cizre'deki sığınmacıları ziyaret edip Habur sınır kapısında yasağın kaldırılmasını bekleyeceğim. Mahkemeye yaptığımız başvuru sonuçlanır sonuçlanmaz çıkış yapıp Şengal Dağı'na gideceğim. Orada ne yaparım, insanlara nasıl yardımcı olurum bilmiyorum! Hiçbir şey yapamasam bile hiç değilse onlarla kader birliği yaparım.

Saygılarımla  15/8/2014   Mahmut Alınak

90203

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Mahmut Alınak

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

Sayfalar