Perşembe Mayıs 2, 2024

Kadroların Handikabı

İktidar sensen iktidarını perçinleştirmek için daha neyi beklersin ?

Proletarya Partisi’ndeki sıkıntıların temel çözüm yöntemi olarak kolektifin iradesini açığa çıkartacak mekanizmaların işletilememesi ..... demek kolayı.

Sıkıntıları ortaya çıkaranın mekanizmalar olduğunu söyleyebilmek zor.

...... çelişkinin sürekli var olacağı akıldan çıkarılmamalıdır .... demek kolayı

Çelişkilerin yol açtığı kutuplaşmaların nasıl önlenebileceğini söylebilmek zor.

İşçi köylü kitlesel hareketlerinin ortaya çıkardığı objektif koşulları örgütlenme zemini olarak görmek kolayı.

Halkların kitlesel hareketlerinin ortaya çıkardığı objektif koşulları örgütlenme zemini olarak görmek zor.

Vs ...vs ..... vs ....

Marksın, leninin eternasyonalizm için söylediğini söylemek kolayı.

Enternasyonalizm için söylenenleri belirleyenin bölgeler ve dünya yüzerindeki kapitalist meta oranı olduğunu söylemek zor.

vs ..... vs .... vs ......

Boykot - Hayır demek kolay.

Güncel politikaların diğerinin rettini kolaylaştırmak için seçilmediğini söylüyebilmek zor.

Vs ...vs ..... vs ....

Örgütlü olmak kolayı.

Örgütlü olunca iktidarım demek zor.

Seviyorum şu devrimci halkın günlüğünü  seviyorum.

Yazar Erol Önder, her şeyi yolunda giden türkiye devrimci hareketlerinin sizlerde beklentilerini ne güzel özetlemiş: Temel çelişkiler büyüyerek olduğu yerinde duruyorken devrimci kendini karamsarlığa düşürecek şekilde ayrıntılara boğulmaması gerekir diyerek.

Kendisine komünistim diyen bir partinin komünist kadroları farkında mı bütün tartışmaların kendilerinin yönetilebilirliği yüzerinde gerçekleştiğinin ?

Sormazlar mı adama örgütlü olmak proletaryanın partide iktidara gelmesiyse nasıl iktidardasın diye ?

Ne diyeceksiniz ?

Yo ... idaa ettiğin gibi değil mi diyeceksiniz ?

Sen:

Çalıştığı patronun basiretsizliğiyle patronunun elindeki işyerini, müşterilerini, işçilerini nasıl aldığını anlatan adamın hikayesiyle ....

İşini, müşterilerini, işçilerini güvendiği, işverdiği adama nasılda kaptırdığını anlatan patronun hikayesi arasındaki ince siyasi tartışmayı, yaşanılanları anlatmadaki tercih edilen üslubu, mağduriyetin sürekli prim yaptığını .... görmüyorsun mu diyeceksiniz ?

Sonrada:

Üstler, program ..... kafamızı bozdumu partiyi olağanüstü toplantıya çağırız mı diyeceksiniz ?

Sıradan proletaryanın olaylara, demokrasiye bakışı sizlerdeki gibi devrimci anlayış içerisinde gelişmiyor ki.

Daha  narif !! ....

Tüzüğü çiğnerek merkezi iradenin aldığı kararlar diyenlerden tutun ...

Tüzüğü çiğnerek programı değiştirenlere karşı tüzük içinde kalarak lav edilen programı savunmaya çalışmış devrimci halkın günlüğüne kadar herşeyi akıllarına getirerek ...

Birazcıkta tayyip vari denilerekte burjuvaziyle devrimcinin karşılaştırılmasınında yolu açılmışken

Hemencecik:

İşler yolunda gitmedimi cumhurbaşakanı görevde alabilmek için 3/2 altıyüz milletvekilinden dörtyüzünün onayı, cumhurbaşkanının meclisi fesih yetkisi ....
Sizde de işler yolunda gitmedimi kongreyi olağanüstü toplantıya çağırabilmek için  3/1 ( farzı misal ) onsekizbin üyenin altıbininin onayı .... delege gönderecek bölgeleri, delegelerin  kaç kışiyi temsil edeceklerinin nasıl belirlendiğinin parmak hesabını, karşılaştırmalarını yaparak... söyleyi verirler size.

Program ve tüzük savunuluculuğununda, değişikliğininde üyelere başvurularak değil delegellerin salt çoğunlukluğuyla gerçekleşebildiğini söylediğinizde de..... Yaa .... demekki sizde mk' yı olağanüstü toplantıya çağırmayı zorlaştırabilmek için üyelerin yoğunluğunda faydalanıyorken asıl program ve  tüzük için başvurulması gereken üye iradesinin yoğunluğuyla uğraşılmak küfletli ve şefaketli görülüyor olmalıki diyerekte sizin giremediğiniz küflete ve şefakete girerek yeniden delegelerin temsil ettikleri bölgelerin, kaç kişiyde temsil edeceklerinin nasıl belirlendiğini size söyleyi verirler.

Ardındanda size söyleyecekleri hala bitmemişçesine bir daha marks, lenin dünyaya gelmeyeceğine göre: İktidar sensen iktidarını perçinleştirmek için daha neyi beklersin, deyi verirler.

45219

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar