Cuma Nisan 19, 2024

Kadroların Handikabı

İktidar sensen iktidarını perçinleştirmek için daha neyi beklersin ?

Proletarya Partisi’ndeki sıkıntıların temel çözüm yöntemi olarak kolektifin iradesini açığa çıkartacak mekanizmaların işletilememesi ..... demek kolayı.

Sıkıntıları ortaya çıkaranın mekanizmalar olduğunu söyleyebilmek zor.

...... çelişkinin sürekli var olacağı akıldan çıkarılmamalıdır .... demek kolayı

Çelişkilerin yol açtığı kutuplaşmaların nasıl önlenebileceğini söylebilmek zor.

İşçi köylü kitlesel hareketlerinin ortaya çıkardığı objektif koşulları örgütlenme zemini olarak görmek kolayı.

Halkların kitlesel hareketlerinin ortaya çıkardığı objektif koşulları örgütlenme zemini olarak görmek zor.

Vs ...vs ..... vs ....

Marksın, leninin eternasyonalizm için söylediğini söylemek kolayı.

Enternasyonalizm için söylenenleri belirleyenin bölgeler ve dünya yüzerindeki kapitalist meta oranı olduğunu söylemek zor.

vs ..... vs .... vs ......

Boykot - Hayır demek kolay.

Güncel politikaların diğerinin rettini kolaylaştırmak için seçilmediğini söylüyebilmek zor.

Vs ...vs ..... vs ....

Örgütlü olmak kolayı.

Örgütlü olunca iktidarım demek zor.

Seviyorum şu devrimci halkın günlüğünü  seviyorum.

Yazar Erol Önder, her şeyi yolunda giden türkiye devrimci hareketlerinin sizlerde beklentilerini ne güzel özetlemiş: Temel çelişkiler büyüyerek olduğu yerinde duruyorken devrimci kendini karamsarlığa düşürecek şekilde ayrıntılara boğulmaması gerekir diyerek.

Kendisine komünistim diyen bir partinin komünist kadroları farkında mı bütün tartışmaların kendilerinin yönetilebilirliği yüzerinde gerçekleştiğinin ?

Sormazlar mı adama örgütlü olmak proletaryanın partide iktidara gelmesiyse nasıl iktidardasın diye ?

Ne diyeceksiniz ?

Yo ... idaa ettiğin gibi değil mi diyeceksiniz ?

Sen:

Çalıştığı patronun basiretsizliğiyle patronunun elindeki işyerini, müşterilerini, işçilerini nasıl aldığını anlatan adamın hikayesiyle ....

İşini, müşterilerini, işçilerini güvendiği, işverdiği adama nasılda kaptırdığını anlatan patronun hikayesi arasındaki ince siyasi tartışmayı, yaşanılanları anlatmadaki tercih edilen üslubu, mağduriyetin sürekli prim yaptığını .... görmüyorsun mu diyeceksiniz ?

Sonrada:

Üstler, program ..... kafamızı bozdumu partiyi olağanüstü toplantıya çağırız mı diyeceksiniz ?

Sıradan proletaryanın olaylara, demokrasiye bakışı sizlerdeki gibi devrimci anlayış içerisinde gelişmiyor ki.

Daha  narif !! ....

Tüzüğü çiğnerek merkezi iradenin aldığı kararlar diyenlerden tutun ...

Tüzüğü çiğnerek programı değiştirenlere karşı tüzük içinde kalarak lav edilen programı savunmaya çalışmış devrimci halkın günlüğüne kadar herşeyi akıllarına getirerek ...

Birazcıkta tayyip vari denilerekte burjuvaziyle devrimcinin karşılaştırılmasınında yolu açılmışken

Hemencecik:

İşler yolunda gitmedimi cumhurbaşakanı görevde alabilmek için 3/2 altıyüz milletvekilinden dörtyüzünün onayı, cumhurbaşkanının meclisi fesih yetkisi ....
Sizde de işler yolunda gitmedimi kongreyi olağanüstü toplantıya çağırabilmek için  3/1 ( farzı misal ) onsekizbin üyenin altıbininin onayı .... delege gönderecek bölgeleri, delegelerin  kaç kışiyi temsil edeceklerinin nasıl belirlendiğinin parmak hesabını, karşılaştırmalarını yaparak... söyleyi verirler size.

Program ve tüzük savunuluculuğununda, değişikliğininde üyelere başvurularak değil delegellerin salt çoğunlukluğuyla gerçekleşebildiğini söylediğinizde de..... Yaa .... demekki sizde mk' yı olağanüstü toplantıya çağırmayı zorlaştırabilmek için üyelerin yoğunluğunda faydalanıyorken asıl program ve  tüzük için başvurulması gereken üye iradesinin yoğunluğuyla uğraşılmak küfletli ve şefaketli görülüyor olmalıki diyerekte sizin giremediğiniz küflete ve şefakete girerek yeniden delegelerin temsil ettikleri bölgelerin, kaç kişiyde temsil edeceklerinin nasıl belirlendiğini size söyleyi verirler.

Ardındanda size söyleyecekleri hala bitmemişçesine bir daha marks, lenin dünyaya gelmeyeceğine göre: İktidar sensen iktidarını perçinleştirmek için daha neyi beklersin, deyi verirler.

44912

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Son Haberler

Ergün Aslan

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar