Pazar Mayıs 19, 2024

İzmir Partizan; Politik çalışmalarımıza yoğunlaşmak en iyi cevaptır!

 "Bir süredir kurumumuzu şu veya bu şekilde meşgul eden tartışma, kaos ve krizin şiddetle birlikte boyutlanarak geldiği nokta gündemimizi meşgul etmeye devam ediyor.

Yaklaşık 1 ay önce tekabül eden bir sürede  İstanbul'un Aksaray ve Kartal bürolarımız çete vari bir şekilde gasp edilmiş, muhabirlerimize şiddet uygulanmıştı. Aynı şekilde Dersim ve Erzincan irtibat bürolarımıza yönelik de saldırı ile birlikte gasp edilmek istenmiş, muhabirlerimiz tehdit edilmiş edilmek istenmiştir. Bu gaspçı tutumun son örneği de gazetemizin İzmir irtibat bürosuna yönelik olmuştur.

İç sıkıntıların büyütülerek devam ettirildiği, sorunun çözümün yanlış bir anlayış, zihniyet ve yöntemde ısrar edilerek çözümsüzlüğe mahkum edilmek istenmeye devam edenlere karşı politik duruşumuzu korumaya ve faaliyet alanlarımıza ve devrimci değerlerimize meşru müdafaa temelinde sahip çıkmayı sürdüreceğiz.

Dünde söyledik bugünde söyleyeceğiz devrimcilerin faaliyetleri asla dört duvar arasına sıkışmadı/sıkıştırılamaz. Bunu Aksaray ve Kartal bürolarımız gasp edildiğinde gösterdik, kendi faaliyetimize gazetemizi çıkararak sürdürdük, faaliyetçilerimizle, okurlarımız ve ailelerimizle toplantılar  alarak güncel politik   süreçten kopmadan çalışmalarına devam ettirdik/ettiriyoruz. Dersim ve Erzincan irtibat bürolarına aynı çetevarı yöntemleree karşılık okurlarımız toplantılar alarak, politik çalışmalarını sıklaştırarak yanıt vermişti/vermeye devam etmektedir.

Bizler devletin saldırıları karşısında daima politik yanıtlar verdik,  ideolojik ve politik hattımıza uygun olarak önümüze mücadeleyi büyütmeyi koyduk. Bugün bu veya şu şekilde darbeci bir zihniyet tarafından çeşitli boyutlarda uygulanan şiddetle çekilmek istenen çözümsüzlük ve çürüme dehlizlerine girmeden mücadeleye daha fazla sarılan bir tarzla çalışmalarımızı sürdürmeyi en doğru tavır olarak görüyoruz.

Gelişen bu duruma okurlarımızın hızlı bir şekilde refleks verip gazetemizin irtibat bürosunu sahiplenmesi bu kişilerin şiddet içerikli yöntemlerine, buna hizmet eden anlayışlarına karşı  cevabımızın ne olacağına dair okurlarına çağrı yapılarak bir toplantı gerçekleştirilmiştir.

Sonraki günlerde de büromuzu okurlarımız sıklıkla ziyaret ederek sahiplenmeye ve desteğe devam etmiştir.

Bu yapılan saldırı ve gaspçı anlayışın politikadan uzaklaştırmaya ve faaliyetlerimizi engellemeye yöneliktir olduğu ortadadır. Ülke gündeminin bu kadar yoğun yaşandığı bir süreçte kendi çıkarları ve hesapları doğrultusunda hareket edenlere "Çekmek istediğiniz noktaya  gelmeyeceğimizi ve işimize bakacağımızı" bir kez daha ilan ediyoruz. Bizim bu saldırılara karşı verilecek en iyi cevabımızın çalışmalarımıza daha fazla yoğunlaşmak olacağı inancındayız, çekilmek istenen noktaya karşın pratik faaliyetlerimize kaldığımızdan yerden devam etmenin en doğrusu olacağı nettir.

Okurlarımızla toplantı yaparak,  süreci değerlendirdik

Yaşanan olumsuz gelişmeye karşın İzmir'de Nisan Yayımcılık bürosunda bir toplantı gerçekleştirildi. İç sürece dair yürütülen tartışmanın ardından bundan sonra neler yapılacağına dair diğer tartışma   başlığına bölüme geçildi.

Referandumun yaklaştığı bu süreçte sokaklarda, mahallelerde materyallerimizle HAYIR çalışmasını sürdüreceğiz. Kapı kapı dolaşarak ülke gündemini ve referandum üzerine halk kitleleri ile yaptığımız sohbetlere devam etmek zerinden hem fikir olduk.

Bu gasp girişimine katılan kişilerin sıkıntılı ve apolitik kişiler olması, kurumun çıkarlarından ziyade kendi çıkarları için uğraşan kişiler olması ve böyle bir girişimde bulunmaların tesadüfen olmadığı konusunda hem fikir olundu.

Toplantıda bu yaşanılan süreçten ziyade politik çalışmalarımıza ağırlık verilmesinin önemi vurgulandı. Özellikle HAYIR çalışmalarına daha fazla yoğunlaşarak politik gündemden uzaklaşılmaması üzerinde duruldu. Bununla beraber gazetemizin daha fazla sahiplenilmesi ve kitlelerle daha çok buluşması gerekliliği konuşuldu.

Yapılan toplantının verimli geçmesiyle beraber daha sık toplantılar alınarak politik gündem üzerine daha fazla tartışılması ve gazete değerlendirmeleri alınması konusunda hem fikir olundu.

Her alanda yapılmaya çalışılan saldırılara yaptığımız politik çalışmalarla cevap olmaya, mücadeleyi en zor günlerde dahi daha ileriye taşıma devam edeceğiz.

İzmir Partizan

44113

materyalist bilgi teorisi ve komünist partileri

 

“İnsan pratiği, materyalist bilgi teorisinin doğruluğunu tanıtlar.” Marks

 

İnsanın üretimdeki, üretim içindeki ilişkileri ve faaliyetleri, diğer tüm faaliyetlerinin üstünde ve onların üzerinde belirleyici bir rol oynama temel özelliğine sahiptir. Bu bağlamda, insanın bilgisi  üretimdeki faaliyetlerinden bağımsız değil, bizzat ona bağlı olarak gelişir ve şekillenir.

HER GÜN DÖRT İŞÇİ, BEŞ KADIN

“Son kötü günleri yaşıyoruz belki

İlk güzel günleri de yaşarız belki

Kekre bir şey var bu havada

Geçmişle gelecek arasında

Acıyla sevinç arasında

Öfkeyle bağış arasında//

Biz kırıldık daha da kırılırız/

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.”[1]

 

ÇİN: KARMAŞIK BİR SORU(N)…[1]

“ben hiç başlamamış bir dündeyim.

yağmur yağacak...

hiç başlamamış bir yarın çok var.

hiç bitmeyen bir dün de çok var...”[1]

 

Arif Dirlik’in, “Sadece bir ulus değildir; bir uygarlıktır,” notunu düştüğü Çin’in geneli veya özelde ise “bugünü” hakkında yazmak kolay değil.

Binlerce tarihsel bağıntı ve güncel referanslarıyla Çin, çoklu bir örnektir.

SINIF KONUŞMAZSA MEYDAN ÇAPULCULARA KALIR

EYLEM BIRLIKLERININ GÜNÜMÜZDEKI ÖNEMI VE DÜŞÜLMEMESI GEREKEN HATALAR ÜZERINE

 

EĞITIM NOTLARINDAN ULUSAL SORUN

 

ULUSAL SORUN

 

Ulusal sorun oldukça geniş bir konudur. Ulusal soruna ilişkin kapsamlı tartışmalar yapılmıştır. Doğru görüşler bu tartışmalar sonucu ortaya çıkmıştır MLM’lerin ulusal soruna yaklaşımları Leninizm döneminde şekillenen ulusal soruna ilişkin görüşlerden farklı değildir. Ulusal soruna ilişkin ülkemizde de farklı değerlendirmeler vardır. Bu farklılıklardı da öğrenmek önemlidir.

 

Faşizm

 

 Almanya’nın caddeleri ve şehirleri kanla sulandı. Viyana’nın işçi semtleri,askeri birliklerin ateşiyle yakılıp yıkıldı., harabeye döndü.Yoksulluk, yıkım, felaket ve acı. Üstünde insanlığın en ünlü beyinlerinin eserlerinin yakıldığı ortaçağa özgü odun yığınlarının alevleriyle aydınlatılmış kapitalist baskı ve uygarlığın batışı, giyotin ve cellat baltası. Faşizm işte bunları getirdi. Ayrıca dünyayı felakete, yeni bir korkunç katliama sürüklemek tehdidini de beraberinde getirmektedir.  Dimitrov

                  

Prometheus’un Torunları Ateşi Yeniden Harlıyor

Tarihte hep direnenler kazanmıştır. Haklı olanlar, düşmana karşı savaşta bir çok defa yenilmelerine karşın, direnmelerinin karşılığını eninde sonunda almışlardır. Bu kural, salt geçmişe ait olmayıp geleceğe de aittir. Yunanistan’da da olacak olan budur. İşçi ve emekçiler, alın terlerinin "borç” adı altında emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini ve bu ağır sömürü dayatmasını asla kabul etmeyeceklerdir.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Hindistan İşçi Ve Emekçilerin Tarihi Mücadeleleri İle Enternasyonal Dayanışma Her Alanda Yükseltilmelidir

Emperyalist burjuvazinin ve gericiliğin "sosyalizm hayalleri öldü” yaygaraları, küçük burjuvazinin sosyalizmden öcü görmüş gibi kaçarak: ”işçi sınıfının devrimciliği bitti” söylemleriyle liberal burjuvazinin ideolojik ve siyasal güzergahında yerini almaları; dünyada işçi ve emekçilerin sosyalizme olan güvenini bütünüyle yıkmaya yetmediği gibi, onların sosyalizm için mücadele ateşini yükseltme savaşımının önünde de engel olamıyor.

Merkel-Westerwelle ikilisiyle Alman Burjuvazisi Yeni Saldırılara Hazırlanıyor

Almanya’daki 27 Eylül genel seçimler öncesinde, nasıl bir hükümet kurulacağı, Alman tekelci burjuvazisi tarafından belirlenmişti. Kamuoyu anketleri de CDU-CSU ve FDP nin önde gittiğini teyit ederken, alman tekelci burjuvazisinin yeni hükümetini de onaylamış oluyordu. Emperyalist tekelci sermayenin, ülkeyi uzun bir süredir "büyük koalisyon” adını verdiği CDU-SPD ikilisiyle yönetmesi, onlara önemli kazanımlar kazandırmıştı.

Sayfalar