Perşembe Mayıs 16, 2024

Gelin bir aile olalım

Öyle lafla değil, gelin ekmeğimizi ve suyumuzu bölüştüğümüz bir aile olalım. Etrafa  dağılmış kum tanecikleri olmaktan çıkıp paramızı, mal ve mülklerimizi, sevinç ve kederlerimizi birleştirdiğimiz büyük bir aile kuralım. Dünya zorbalarının kana buladıkları tarihin binlerce yıllık ezberini bozup ekonomilerimizi birleştirelim ve kendi büyük aile ekonomimizi kuralım. Birlikte üreten ve kardeşçe paylaşan öyle mutlu, öyle özgür bir hayat kuralım ki, tüm dünya parmak ısırsın, ezilen insanlık bizi örnek alsın.

Bugünkü geleneksel ailede, aile bireyleri, birbirlerine karşı nasıl sorumluluk duyuyor ve birbirlerinin üstüne nasıl titriyorlarsa, biz de kuracağımız bu yeni ailede birbirimizi her dertte ve kederde bir kale gibi koruyup sakınalım.

Bu yeni felsefede biz, hapishanede tecavüze uğrayan ve sokakta kurşunlanan çocukların anne ve babalarıyız; biz ezilen, tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınız; biz sokaktaki dilenciyiz, biz evine ekmek götüremeyen işsiz anne ve babayız, biz işsizler ordusunun birer neferiyiz, biz bir lokma ekmek için köle şartlarında çalışan işçiyiz, biz demir parmaklıkların arkasına kapatılan mahpusuz, biz darağacındaki idam mahkûmuyuz, biz hastane kapılarında çile dolduran hastayız, biz dünyanın neresinde olursa olsun ezilen ve haksızlığa uğrayan kadın erkek her insanın kardeşiyiz, biz bu hanedanlar diktatörlüğünün gasp ettiği her hakkın militan savunucuları ve ayaklar altına alınan her özgürlüğün yorulmaz bekçileriyiz.

Hedefimiz kardeşliğin boy attığı, mutluluğun kanat çırptığı bir yeryüzü cenneti kurmak olacak. O ışıklar içindeki cenetimizde hep kardeşlik rüzgârları esecek; açlık, yoksulluk, acı ve gözyaşı olmayacak; insanca yaşamak temel ilke olacak. Bizim kardeşlik cennetinde kölelik ve despotluk boyunduruğu kırılacak, zorbalara, hırsızlara ve yalancılara yer olmayacak. Yerel ve evrensel her meselede düşüncelerimiz, projelerimiz ve çözümlerimiz olacak. Bizi sahtekârlar yönetmeyecek, biz kendi kendimizi yöneteceğiz.

Egemenler, yani kamçıları sırtımızdan hiç eksik olmayan hanedanlar ve onların borazanlığını yapan siyasetçiler, "Biz bir aileyiz," yalanıyla bize bugüne kadar hep kazık attılar. Söylemeye dilim varmıyor ama, bizi düpedüz "eşek" yerine koydular. Sırtımızdan semer hiç eksik olmadı. Onların aile dedikleri şey bizim için hep semer, onlar içinse sonsuz zenginlikler ve özgürlükler oldu.

Şimdi artık kendi kendimizi yönetme zamanıdır. Yani zincirlerimizi kırma zamanı… Bunun  yolu bu yeni tipteki aileyi kurmaktan geçiyor. Kuracağımız bu örnek hayatı ve bu hayatı kuracak yeni insanı iyi anlatabilirsek milyonları kucaklayan büyük bir halk hareketine dönüşeceğiz. Bu çalışmada kabul ederseniz, bir süre önce internette yayımlanan "Emekçi Halk Cumhuriyetleri Birliği anayasası teklifini" tartışıp temel alabiliriz. 

Bu yeni aile tipi dünyada bir ilk olacak. Dediğim gibi tarihin ezberini bozacağız ve hayatın her zerresinde kendi kendimizi yöneterek bu zalim, paçavra düzeni boşa çıkaracağız. 

Tarihe damga vuracak bu aile için sivil bir girişime ihtiyaç olduğunu takdir edersiniz. Bu girişimde ve ailede yer almak istiyorsanız,  alinakmahmut@hotmail.com adresine lütfen bir mesaj gönderin. Daha sonra nerede toplanacağımızı ve gündemimizi konuşuruz. 

Unutma, ülkenin tüm zenginlikleri ve hayatın tüm özgürlükleri senindir. Senin yenilmez iradenle ancak şafak söker ve insanlık karanlıktan aydınlığa çıkar.

 

80226

Mahmut Alınak

Eski kürt milletvekillerindendir.Çeşitli kitapları bulunmaktadır.Aralık 2011 yılına kadar sitemizde sürekli yazılar yazan Mahmut Alınak,Aralık 2011'de KCK tutuklamalarına maruz kalarak tutsak edilmiştir.Temmuz 2012'de tahliye edilmiş olup,zaman zaman yazıları ile okur kitlesine ulaşmaktadır.

alinakmahmut@hotmail.com

Son Haberler

Mahmut Alınak

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Vurun Abalıya - Çaresizsen Güneşe Bak... Cızz....

Proletaryalarda öğren proletaryalara öğret.

Nolurrr.... nolurrr.... bir kez de kabahati....

Fakirlik güzel şey... fakirlik güzel şey..

Hele de birde seni deniz kampına götüren, yanacam diye de çakma (yoğurt) yağlarıyla, insanın midesini bulandıracak bir şekilde,  orasını burasını yakan o... fakir...  insanları bırakıpta deniz manzaralı villalarda sabah kahvaltısı yapabilecek dostlarınız varsa... gerçekten fakirlik güzel şey.... gerçekten fakirlik güzel şey...

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! -2-

Burjuva-feodal politika yapmanın bazı “incelikleri”!

II. ABDÜLHAMİD MEVZUU[*]

 

“Gerçeği bilmeniz gerekiyor,

gerçeği aramanız gerekiyor.

Gerçek sizi özgür kılacak.”[1]

 

“ÖZELEŞTİRİ”NİN ELEŞTİRİSİ[*]

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

“Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum, 

fakat aslâ ümitsizliği değil.”[1]

 

Anlama/ ve kavramanın dünyayı değiştirmek için mücadele edenler için eleştirel bir “olmazsa olmaz” olması yanında; “Netlik [de] insanın en büyük gücüdür.”[2] Bu bir.

Kılıçdaroğlu sadece Kılıçdaroğlu değildir! (1ci bölüm)

Açıklama: Bu yazı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Genel Başkanlığına getirildiği dönemde, 2010 tarihli Partizan’ın 72. Sayısında yayımlanmıştır. Yazı eski olsa da, yazılanlar eski sayılmaz. Zira Mayıs 2023 seçimlerinde “halkın umudu” olarak önümüze konan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’sinin burjuva-feodal sistemde oynadığı rol, özellikle de seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Ve ortaya çıkan bu gerçeklikler, Partizan makalesinde dikkat çekilen ve tespitleri yapılan gerçekliklerle uyumludur.

Beylere ve devlete karşı olmak (Nubar Ozanyan)

Artsahk (Karabağ) sekiz aydır kuşatma ve abluka altında. Elektrik, gaz, akaryakıttan yoksun; açlığa ve dermansızlığa mahkum edilmiş bir şekilde teslim olması bekleniyor. Soykırımın günümüzde almış olduğu en utanç verici ve acımasız hali yaşatılmaktadır halka.

Ne uluslararası Adalet Divanı’nın kararı ne sekiz aydır çalınan diplomatik kapılar, Karabağ’da yaşayan Ermeni halkının yaşamsal sorunlarına çare, derdine derman oldu. Yapılan sayısız görüşme, müracaat ve iletişimden hiçbir sonuç çıkmadı.

Sayfalar