Cuma Mayıs 3, 2024

Gelecek: Bir Perdelik Piyes / Ergün Aslan

Florensa' da bir malikane.

Göçmen işçi    :   

Şu balkonda duran güzel kızda kim ?

Acep Kimlerdendir ?

Sorsam adını bahş eder mi?

Küçük burjuvazi  :    

Gökyüzündeki yıldızlar ne kadar berak

Sınıfımızın kapitalizm karşısındaki haliylede  ne kadar tezat. 

Göçmen işçi  :     

Fark etmedi her halde beni.

Biraz daha yaklaşsam mı ?

Nöbetçiyde atlata bilir miyim?

Yerel    :   

Bu gün bu  kapıda  yarında başka kapıda.

Balkonda duranda .....

( Sömürgeci ) kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf.

Ne kadar da güzel bir kız. 

Göçmen işçi       :   

Atlattımda.

Vardım da iyice balkonun yanına.

Yaklaştıkça daha bir güzelmiş.

Neden bu kadar da hüzünlü ki ?

Yerel   :

Misred' de İnsan şaşırmaya görsün  kapitalist üretim ilişkilerinin yarattığı toplumsal gruplaşmayı feodaliteyle de karıştırmaya görsün.

Ne cesaret. 

Nasılda o sivri demirlerin yüzerinde öyle atladı.  

Kim bu ?

O kadarda da dalmışki kendisine yaklaştığımıda fark etmedi.

Göçmen işçi  :  

Yanaklarında inci taneleride damlamaya başladı.

Yerel   :     

Zavallı göçmen işçi.

Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıfın güzelliği karşısında büyülenmiş gibi. 

Güzelliğinde kapitalizm karşısında bu gün var yarın yok olacağını bilmez gibi.

Varsın olsun bu anın büyüsünü yaşasın.

Küçük burjuvazi :  

Aşağıdaki çıtırdıyanda ne öyle.

Kim var orda.

Göçmen işçi : 

Çıksam mı ?

Erir mi güzelliği karşısında sınıfımın özgür iradesi ?

Çıkmasam bir daha karşılaşır mıyım ?

Yerel :

Özgür irade mi ?

Zavallı göçmen kendini Nepal' de...  sanıyor.

Kim demiş Marks' ın, Lenin' in devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına  Avrupa' nın  özgür düşünceye saygı göstermesi diye. Tam tersine Marksın Leninin devrimci düşüncelerinin olgunlaşmasına   Avrupa' daki  işçi sınıfının mücadelesinin katkısı   olduğunu artık herkes bilmekte.  

Küçük burjuvazi :  

Bahçede belirlenen de kim ? Güzel bir yüzü var.    Ellerine makine yağı  bulaşmış.  Bizim sınıfta değil her halde. Yoksa... yoksa...şafakta yaklaşıyor, sınıfım için sepada kuruldu mu, gelen kapitalizmin kapımda gardiyan ettiği yerel mi ?

Yerel  :

Kapitalizmin gelişimiyle can çekişen sınıfların halini insanlık için kim kriz olarak değerlendirir ki senden başka.

Göçmen işçi : 

Korkma prensesim. Geldiğim memlekette köylü olsamda ... beni buraların dağlarında sakla desende...  hangi köye hangi araba gider onu bile bilmem.

Yerel :  

Bir sınıfı esas kılan özelliklerden biride bu değil mi ?

İsteyen vardı da götürmedik mi ? 

Küçük burjuvazi : 

Samimi de.

Göçmen işçi: 

Köyleri bilmesem de: İster işçi olsun ister köylü ,isterse de burjuva hepimizin  yarınlarımızın mutlu olmasından başka beklentisi nedir ki ayrımızda gayırmızda, yolumuzda ayrı ola.

Küçük burjuvazi :     

Yüreğimi mi ne okudun.

Yerel   :

Biraz daha  gayret  .... 

Devrimcinin kaleminin bir ucu kör olmaya görsün.

İktisatçı için emeğini ücretle satan göçmen işçide, yerel işçide, emeğini satan köylüde işçi sınıfı. Sosyolok  içinse   göçmen işçi, yerel işçi, emeğini satan köylü.. demekte farklı sosyal gruplar.

Göçmen işçi  : 

Ay yüzlüm nur yüzlüm.

Yüreğini okumama  gerek yok ki.  Varsam yanına balkonda  çeriye gitmeye de gerekte yok ki.  Sınıf olarak var olmamızı sağlayan koşullar elbetteki hissettiklerimizde aynı kılmıştır.

Yerel  : 

Bu sefer ikisi hakkında hissettiklerim konusunda benim yüreğimi  okudu. 

Küçük burjuvazi : 

Esas köylü desek, taliyi, devrimde çıkarı olan sınıfları yok saymak mıdır demek ?

Göçmen işçi: 

işçi  emekçi el ele. 

Yerel  : 

Kim ilerici kim gerici.

Var sen gezinin şehirli  modern, aydın yüzünü oyna.

Toprakla, hayvancılıkla uğraşan köylüyle sanatçı arasındaki fark bir kaç kilo domates ile bir kaç  litre  sütten başka bir şey kalmayınca elbette olacağı budur. Kapitalizmde bağı en az olan sınıf sen olmadığın ortaya çıkmaya başlayınca

Göçmen işçi : 

Bizde ayrı garı yok, sen geri o beri demekte yok, hepsiylede  aynı anda aynı yola baş koymak var.

Yerel  : 

Çayımın yoldaşı şeker, bardağımın yoldaşı kaşık, göçmen işçide yaşadığı bu şehirde kendisini köye götüreceği buldu da sıra yeni dostlar edinmekte.

Küçük burjuvazi : 

Aşık mı oluyorum ne. Bilmez mi ki Şehirleşmiş sosyoloji: Şehirlerdeki üretici güçlerin gelişmesi, kırlardaki oluşan artık iş gücünün şehirlere yönelmesi, eskiye nazaran daha hızlı gerçekleşmeye başlamıştır derken kapitalizmin üretim ilişkisini memlekette egemen hale getirdiğini, egemen hale getirmekle de artık  bir takım ara sınıflarında  yok olduğunu, devriminde niteliğinin değiştiğini kabullenmiş olduğunu bilmez mi ki bana hale aşk nağmeleri söyler.

Yerel :

Haa.. Şöyle bir sadede gelin.  Gerçekten proletarya köylü sınıfının dahil analizinde sami olunacaksa: Ne o öyle, kapitalizmin sosyo ekonomik yapısında doğan diğer sınıflar gibi proletarya köylününde  şıhla, mollayla, hocayla,,üfürükçüyle, patronla.....  arasındaki ilişkinin doğduğu üretim ilişkileri ayağının altında kaydıkça  bu ilişkilere daha sıkı sarıldığını söyleyememek.

Göçmen işçi :       

Sözlerimde bir direm şüphen varsa,  Kitap orda arşın burda. komunizme kadar   her santiminde  sen yoksan öyle söyle.

Yerel işçi : 

Sovyet tarzı sosyalizme inanmış Demokratik Halk Devrimine inanan insan

Evet kitap orada arşın burada . 

Kitaplarda:

Kimlerin: 

Sosyalizmler de ortaya çıkan kıtlıkları özel mülkiyet ilişkilerinin toplumsal yapıyı kendi lehlerine değişiklikler yapabilmek için kullandığı araçlar olduğunu kimlerinde kıtlığı mülkiyetçi ilişkileri ortada kaldırarak  çözerken kimlerin de özel mülkiyetçiliği daha da güçlendirerek  aştığını o kitaplar yazmaz mı ? 

Küçük burjuvazi :  

Teorinin hangi özelliğidir ki teoriyi yüz yıllar geçse de hale okunan Romanlardan, hikayelerden, masalardan ... farklı kılan..

Yerel işçi ;   

Biri  yüzyıllarca  yaşayacakları sosyo ekonomik yapıyı vad ediyor biride ......      

Kapitalizmin sayesinde var olan ara sınıf, zavallı göçmen işçiden daha gerçekçi.

Dün kapılarında muharabalarıydım. Bu günde kapılarında gardiyan.  

Kapitalizm köylüden tut tüm ara sınıfların arzaliyken 

Küçük burjuvazi : 

Gelen mi ne var ?  Gelen yerel insan olsa da kapitalizm de olsa da benim için artık sonuç değişmeyecek. Ya.. gelen yerel insansa durma bari var yoluna sen git ? 

Göçmen işçi ;  

Bir daha seni ne zaman görecem.

Küçük burjuvazi : 

Sen var oldukça ben yeniden dünyaya gelecem.

Yerel işçi ;  

Nasılda geldiği gibi çeviklikle o sivri demirlerin yüzerinde atlayıp gitti. Zavallı göçmen işçi  hangi bir sınıf bertaraf olan bir sınıfın yeniden ortaya çıkması için sosyo ekonomik yapı inşa ederki senden başka.  

 
94633

Ergün Aslan

Ergün Aslan sitemizin köşe yazarıdır. Teorik ve politik konularda yazılar yazmaktadır.

Ergün Aslan

Halka Nasıl Yaklaşacağız?

Milyonlar açlık ve yoksulluk içinde, demokratik haklardan yoksun, özgürlük kırıntılarına bile muhtaç bir durumda yaşıyor. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında kitleler ya seslerini yeterince yükseltememekte ya da sınırlı sayıda insanla zulüm karşısında direnmeye çalışmaktadır. Birbirinden bağımsız, sınırlı direniş güçlerinin mücadele ettiği süreci yaşıyoruz. Damlaların derelere, derelerin nehirlere, nehirlerin bendlerini yıkacak duruma gelme ihtiyacı var.

“Kuruluşunun 100. Yılında TC’nin Diğer Yüzü Türkiye’de Ulusal Azınlıklar Sorunu”*

Türkiye’de ulusal sorun ve azınlıklar meselesini incelerken nasıl bir ülkede yaşadığımız, ülkeyi hangi sınıfların yönettiği, ulusların hangi tarihi koşullarda ortaya çıktığı, ulusal sorunun ekonomik ve politik nedenlerini açıklamak durumundayız.

Ulus, tarihsel olarak meydana gelmiş, ortak bir dil, ortak bir pazar, ortak bir kültür birliği ve ortak bir ruhi şekillenmende ifadesini bulan istikrarlı bir insan topluluğudur. Ulus, sadece tarihi bir kategori değil bir çağın, yükselen kapitalizm çağının ortaya çıkardığı bir olgudur.

Yüz yıllık çakma Türk devleti (Nubar Ozanyan)

Aradan bir asır geçmesine, tarihin yaprakları değişmesine karşın Türkiye Cumhuriyeti temelde bir değişime gitmeden dün olduğu gibi imha ve inkar zihniyetiyle yaşamaya, Orta Çağ’ın karanlığında kalmaya devam ediyor.

Fetih ve işgallerden, zulüm ve soykırımdan başka övünülecek bir tarihi, Hitler faşizmine örnek olmaktan başka bir başarısı olmayan TC, ceberut devlet olma niteliğinden hiçbir şey kaybetmeden yüzüncü yılını kutluyor.

Aşk Her Şeyi Affeder mi - Partiler Neden Diktatör / ERGÜN ASLAN

Klasik emperyalizmle modern emperyalizm arasında çeşitli proletaryaların ve (komprador) sınıfların olduğu bir memlekette modern proletaryaların partisinin birliğinin ve özgürlüğünün yegane (ve yegane) güvencesinin yerel yönetimlerin özerkliğe varabilecek kadar geniş demokratik haklara sahip olmaları olduğu bilgisini kim inkar edebilir ki.

Üüüü.... üüüü....

Ya.... ya...

Bir insan aldığı görevden başka her şeyi konuşur mu.

Hom... hom.. hom...

Bunlar... bunlar... daha çok....

 Filelerin sultanlarını karşımıza çıkarırlar.

 Daha çok...

Rojava, Filistin, Karabağ: İşgal, Yıkım ve Direniş (Yorum)

Ortadoğu tarihi boyunca yer küremizin en çatışmalı bölgelerinden biri olmuştur. Bölgenin stratejik konumu, uygarlığın gelişim düzeyi, baskıya, sömürüye dayalı dış müdahaleler için güçlü zeminler sunmuştur. Kuşkusuz bölgedeki iç çelişkiler ve çatışmalar da her zaman dış müdahaleleri kolaylaştırmıştır. Özellikle dinsel ve mezhepsel çatışmalar hem çağdaş temelde toplumsal gelişmeleri frenlemiştir hem de bölgeyi dış saldırılara açık hale getirmiştir. Bu nesnel zemin üzerinde toplumsal çürümeler, işbirlikçi ilişkiler ve itaat kültürü bir yaşam tarzına dönüştürülmüştür.

“Hamas-İsrail Çatışmasında” İtidal Çağrısı Yapmak…(Polemik)

Filistinli 14 direniş örgütünün, 7 Ekim günü “Aksa Tufanı” adıyla İsrail devletine yönelik operasyonu, başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Hamas gibi İslamcı örgütlerin yanısıra ve de Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi gibi Marksist eğilimli hareketlerin de yer aldığı hamle, Siyonist İsrail’in tarihi boyunca aldığı en büyük darbelerden biri olarak kayıtlara geçti. Sözkonusu direniş, kısa sürede dünyanın dört bir yanında devrimci, ilerici güçler nezdinde çok ciddi saflaşmaları da beraberinde getirdi.

“Çizgimiz Nubar Ozanyan’dır!” (Deniz Aras)

7 Ekim sabahı Filistin Ulusal Direnişi’nin Siyonist İsrail işgalciliğine ve zulmüne karşı “Aksa Tufanı Operasyonu” başlatması başta siyonizm olmak üzere bölge gerici devletleri ve siyonizme koşulsuz destek veren emperyalistlerde şok etkisi yarattı.

Hamas öncülüğünde başlatılan ve aralarında Filistin Ulusal Hareketi’nin tarihsel öznelerinden Filistin Halk Kurtuluş Cephesi gibi devrimci örgütlerin de yer aldığı “Operasyon Odası” tarafından yönetildiği açıklanan bu hamle, tüm dünyada olduğu gibi coğrafyamızda da tartışmalara yol açtı.

Yerini Bulan Her Vuruş Acı Verir!

Komünist partileri yaptıkları eylemleri kamuoyuna açıkladıkları gibi, yanlış yaptıkları eylemleri de kamuoyuna açıklar ve özeleştirisini yaparlar. Yanlış eylemlerin özeleştirisinin yapılması, o partinin dürüstlüğünü gösterir ve bu tür özeleştiriler kitlelere ve parti kamuoyuna güven verir.

Arif Alıç, 1978 yılında Hıdır Aykır ile Bayrampaşa  Hapishanesinden kaçtı. Parti tarafından kırsal (Dersim) alana gönderildi. 1981 yılının ortalarında, TKP/ML üyesi bir kişi tarafından öldürüldü.

Bu makaleyi, yazarken ölüm haberini aldığım, sevgili yoldaşım Turan Talay'ın anısına adıyorum.

Türk Tekelleri Afrika'yı Çok Çooook Sevdi!

TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi:Faşizm Ve Siyonizm Kaybedecek, Filistin ve Rojava Kazanacak!

Ortadoğu ezilen halklarının ezeli düşmanları olan Faşist T.C. ve Siyonist İsrail devletlerinin halklara yönelik saldırıları ile ezilen Rojava ve Filistin halklarının direnişine şahit oluyoruz. Bu gerici güçler, tüm teknolojik üstünlük ve emperyalist devletlerden tam destek görmelerine rağmen, Filistin ve Rojava halklarının direncini, mücadele kararlılığını kıramıyorlar. Egemenlerin tüm saldırılarına rağmen belirleyici olan yine halkın öz direnişi ve kararlılığı oluyor. Filistin ve Kürdistan halkları; İsrail Siyonizmine, T.C.

Arstahk: “Biz Beyaz Bayrak Kaldırmayız!”

Ermeni halkının soykırım ve tehcir tarihine bir yenisi daha eklendi. 1915 bitmedi. Bu kez TC destekli Azeri faşizmi eliyle utanç dolu katliam gerçekleşti. 19 Eylül günü Karabağ’ın (Arstahk) Başkenti Istepanagerd başta olmak üzere Karabağ’ın dört bir yanına saldırılar başlatan Azeri işgalcileri, saldırının birinci günü tamamlanmadan aralarında kadın ve çocukların da olduğu 35 kişiyi öldürüp yüzlerce sivil insanı yaraladı.

Sayfalar