Cumartesi Nisan 20, 2024

Dersim kazanmalı!—ergin doğru

Haziran seçimleri Türkiye’nin açısından belirleyici olacak etkiye sahip görünüyor. Seçimler halklar mücadelesinin temel amacı olmasa da, halkların demokratik gelişimi ve özgürleşmesi açısından önemli bir araç olarak kullanılabilir.

Haziran seçimleri, Türkiye açısından önemli olduğu gibi, Dersim’in genel konjonktürü açısından da tarihsel bir öneme sahiptir. Bu seçimler Dersim açısından tarihsel bir hesaplaşmanın tamamlanması, kendi tarihsel kimliği ile buluşma açısından önemli bir dönüm noktası olacaktır.

Tunceli devletin, Dersim halkındır..

Cumhuriyetin tekçi resmi ideolojisinin zaferini ilan etmesinin adı Dersim’de, Tunceli oldu. Dersim, 1935 yılında çıkarılan ve bir çeşit sömürge yasası olan Tunceli Kanunu’yla Kemalist Cumhuriyet’in, modernite adına uyguladığı asimilasyon laboratuvarı haline getirildi. Böylece, kadim coğrafyanın farklılıklarının tekçi ceberut zihniyetin kırım politikaları ile neticelendirdiği Türkçü ulus devlet anlayışı, Dersim soykırımı ile artık tüm coğrafyada otoriter zihniyetini egemen kıldı. 

Kemalistler, Dersim’i sadece soykırımdan geçirmemiş, katliam sonrası uyguladığı beyaz kırım politikası (etnosid) ile adeta Dersim’in genleriyle de oynamıştı. Sıdıka Avar ve benzeri misyonerlerin geliştirdiği asimilasyon politikaları ile Yatılı Bölge Okulları aracılığıyla Dersim’de, hatırı sayılır bir Kemalist nesil yetiştirilecek ve inanç asimilasyonu uygulanan halka, Kemalizm, kurtarıcı figür olarak yutturulmaya çalışılacaktı. Kolonyalist bir programla çalışan Kemalistler, Dersim’e ait ne kadar değer varsa tahrip edip, yerine ithal değerler koymaya çalışmışlardı.

Kemalist ideolojinin, Dersim’deki kirli politikalarının zihniyet ayağını da başta Halkevleri olmak üzere CHP gibi kurumsal yapılar aracılığıyla uygulanmıştı. CHP, Dersim’de siyasi kurtarıcı pozisyonuna yerleştirilmiş ve bu illüzyon çeşitli kanallardan empoze edilmişti. Osmanlı’dan bu yana hakim olan sünni gericiliğe karşın, CHP laikliğin temsilcisi olarak Alevi yurttaşlara pazarlanmıştı. CHP, yeni dizayn edilmiş  “sol”  kimliği ile tüm Türkiye’de olduğu gibi Dersim’de halka öncü olarak lanse edilmişti. ‘Ölümü gösterip, sıtmaya razı etme’ politikasının bir sonucu ve yenilenen makyajı ile cumhuriyet tarihinin Kemalist uygulayıcı aracı olan CHP, halka modernist, laik ve demokrat kimliği ile sunulmuştu.

Hitler faşizmin Türkiye’deki yansıması olan nasyonalist CHP’in tek parti diktası, çok partili sürece geçilmesiyle yıkılsa da, CHP’nin altı oku, adeta Dersim’in böğrüne saplanan hançer olmuş ve halkın değerleri ile buluşmasının önüne de bariyer örmüştü. Bu asimilasyonist bariyer başta Kürtleri, Aleviler’i ve ilerici siyaseti de sistem içine çekme çabası güdecekti. Dersim üzerinden Alevilere ve ilerici siyasete enjekte edilen Kemalizm zehri, özellikle etnik kültürler üzerinde patalojik sonuçlar yaratmıştı.

Dersim direnişin adıdır..

Kemalizm’in CHP eliyle sürdürdüğü Tunceli politikalarına karşı, Dersim halkı da Seyid Rıza, Alişêr ve Zarife, Sahan Ağa gibi direniş önderlerinden esinlenmiş, Nuri Dersimi gibi teorisyenlerden beslenip bir karşı tarih geliştirmişti. Tarihsel değerlerini ve kimliğini koruyabilmek için binlerce evladını bu uğurda toprağa verdi. Dr. Şivan, İbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doğan, Süleyman Cihan, Doktor Baran, Hüseyin Cevahir, Komutan Şiyar, Barbara, Azime, Sakine  ve  nice devrimci kahramanın öncülüğünde Dersim direniş geleneği günümüze taşındı.

Seçimler hesaplaşmak için fırsattır..

Haziran seçimleri, Kemalist zihniyetin Dersim’den tümüyle sökülüp atılması için önemli bir fırsat sunmaktadır. Seçimler bir yandan Kemalist CHP ile yine düzenin başka bir kulvarında konumlanan gerici AKP yer alırken, karşı saflarda da Dersim halkının inanç, kültür, doğa ve direniş değerlerini istismar etmeyen devrimci blok yer alacak. 

Bu hesaplaşma ile tarihsel süreç içerisinde Dersim bünyesine şırınga edilen Kemalizm’in yenilgiye uğratılarak adeta Dersim kimliğinin lekelenmesine sebep  olan sonuçlar ortadan kaldırılacaktır. Devrimcilerin kazanacağı zafer Dersim’i yeniden devrimci direnişçi kimliği ile hakkettiği temsili sağlayacaktır.

Devrimcilerin zaferi, inancımızı yok etmek isteyen, doğamızı katlederek coğrafyamızı insansızlaştırmaya çalışan devlete karşı güçlü bir haykırış olacaktır. Dersimli, kimliği üzerinde oynanan kirli politikaları bertaraf ederek, ‘Dersimî’ kimliğini yeniden güncelleyecektir.

Seçimler devrimcilerin birliğine hizmet edecektir..

Seçimlerin açığa çıkardığı diğer önemli bir fırsat da son dönemlerde siper yoldaşlığını artıran ve ortak hareket etme kabiliyetini geliştiren devrimciler arasındaki birliktir. Düzen partilerine karşı devrimcilerin oluşturacağı birlik, halkın özlemi ve Dersim’in ihtiyacı olan en önemli politikadır.

Hiç bir devrimci yapının örgütsel çıkarları, halkın çıkarlarının önünde olmamalıdır. Tüm devrimci yapılar, fedakarlıkta bulunarak, Dersim’in, Dersimli’nin yakaladığı tarihsel imkanı kullanmalıdır. Devrimciler, önlerine çıkan bu tarihsel fırsatı kullanarak, halkın istem ve taleplerine cevap olmak için canla, başla çalışmalıdır. Düzen partilerini ve Kemalizm’i Dersim’den söküp atma fırsatını yakalayan devrimciler, umarız bu fırsatı tarihsel bir hamleye dönüştürürler. Konjoktürel anlamda yakalan bu tarihsel sürece cevap olamayacak devrimci yapıları da Dersim halkı bilahare değerlendirecektir.

Söz Dersimliler’in..

Dersim halkı yaşadığı tarihsel acılara ve kırım politikalarına karşı önemli bir fırsat elde etmiştir. Dersim halkının yürüttüğü mücadelenin tarihsel anlamda bir hesaplaşmaya dönmesi ve Dersimin yeniden değerleri ile buluşması açısında son sözü söyleme şansı yakalamıştır. Halkımız, yılardır üzerimizde oynanan kirli oyunları boşa çıkaracak, geleceğimizi tehdit eden işbirlikçi politikalara son verecektir.

Dersim’in dağında, taşında kefensiz yatan çocuklarımızın ütopyasının hayat bulması için, Dersimli kendine yakışanı yapacak ve devrimci mücadeleyi Dersim’in her köşesine yayacaktır.

Sandıkta verilecek cevap ile Dersimli inançsal ve kültürel asimilasyona ‘’dur’’ diyecek, doğamıza dönük cinayetler ve yok etme politikalarına son verecektir.

Halkımız, tarihin önlerine koyduğu bu fırsatı mutlaka kullanacak ve Kemalizm’le hesaplaşacaktır.

Dersimliler kendi bağrından çıkmış, Dersim halkının geleceği için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak, zindanda, dağda kendini Dersim’e feda eden çocuklarının mücadele tarihine de sahip çıkacaktır.

Seyit Rızaların, İboların, Mazlumların, Denizlerin, Mahirlerin, Sakinelerin yoldaşları kendine yakışan devrimci tutumu alacak ve Dersim’den Kemalist ulus devletin temsilcisi olan CHP ve AKP karşısında devrimcilerin birliğinin, ortak iradesinin adı olan HDP diyerek, Dersim’in kızıl, direniş bayrağını gösterecektir.  

 

53141

Misafir yazarlar

Güncele iliskin yazilariyla sitemize katki sunan yazar dostlarimiza ait bölüm

Son Haberler

Misafir yazarlar

Lenin’in Ölümünün 100. Yılı Anısına: Lenin’de Kararlılık ve İki Çizgi Mücadelesi SBKP’de İki Çizgi Mücadelesi*

Rusya’da Marksist gruplar ortaya çıkamadan önce “devrimci” çalışmayı Narodikler yürütüyordu. Narodniklerin Çar’a karşı verdikleri mücadelede temel aldıkları sınıf köylülerdi. Rusya’da kapitalizm geliştikçe işçi sınıfı da gelişip büyümesine rağmen Narodnikler işçi sınıfını değil köylülüğün temel alınmasını savunuyor ve ancak köylülüğün Çar’ı ve toprak ağalarını devirebileceğini savunuyorlardı. Narodnikler bireysel “terörü” savunuyor ve bunun geniş halk yığınları üzerinde büyük etkiler yaratacağını düşünüyorlardı. İşçi sınıfının partisinin kurulmasına karşı çıkıyorlardı.

Hepimiz Mazlum’a borçluyuz:Garabet Demirci

 

Devrimciliği Yaşam Tarzına Dönüştürelim

Bizim gücümüz, haklılığımız ve meşruluğumuzda; olayları, olguları diyalektik- materyalist bakış açısıyla ele almamızda yatıyor.

TKP-ML Merkez Komitesi : Newroz Piroz Be!

İmha, İnkar ve Asimilasyona; İşgal ve İlhaka; Sömürüye, Açlığa, Yoksulluğa, ve Faşizme Karşı

İsyan, Direniş, Serhildan!

Newroz, coğrafyamızda binlerce yıllık sınıflı toplumlar tarihinde sömürülen, ezilen, baskı gören halkların zalimlere, sömürücülere karşı isyanının simgesidir. Günümüzde de başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen halkların, zalimin zulmüne karşı isyan ve direnişinin, Demirci Kawa’nın isyanının zalim ve katliamcı Dehaklar karşısında yükseltilmesinin, isyan ateşlerinin dört bir yanda yakılmasının adı olmuştur.

Oylar SADET'E.... Oylar DEVA'YA... Oylar İYİ PARTİ'ye....

"Bindik bir alamete gideyoz kıyamete."

Aklımızın sınırlarının zorlandığı günlerde geçiyoruz.

İlemde bir partiye oy verecekseniz....

Sanki iyi parti sizi öldürüyorda chp sizi öldürmüyorsa(?)...

Niye oy verdiğiniz millet ittifakı'nın parlamentizmden vaz geçmemiş paydaşlarından biri de olmaya.

Ve Bakırhan buyurdu: " İstanbul'da kent uzlaşısı sağladık" diye

Ve Sakık buyurdu: "CHP'ye oy yok." diye.

Ve ..

Kadınlar ve İşçiler

Kadınlar neden, niçin ve nasıl eziliyor, neden cinsiyet ayrımcılığın en temel ve en tepe noktasında yer alıyor, neden öldürülüyor neden erkek baskısı kadın üzerinde şiddetleniyor vb. soruların yanıtı ile; işçiler neden, niçin ve nasıl sömürülüyorsa verilecek yanıtlar aynı yerde arandığında, kadının kurtuluşu sorununa, daha genel anlamda ise işçi sınıfı ve emekçilerin kurtuluş sorununa daha doğru yaklaşılmış olacaktır.

Yerel Seçimler ve Proleter Tavır

 

 

Türkiye 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere kilitlenmiş bulunuyor. Baskı, yasaklamalar, açlık, yoksulluk, pahalılık ve işsizlik en can alıcı sorun olarak ülke gündemindeki yerini korurken, tüm burjuva partiler 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde kazanacakları belediyelerin hesaplarını yapmakla meşguller.

Misak Manuşyan ve 23’ler Ölümsüzdür!

Misak Manuşyan (1.9.1906 – 21.2.1944) ve yoldaşlarını, Nazi kurşunları ile Paris’te katledilmelerinin 80. yılında saygıyla anıyoruz İnsanlığın düşmanı faşizmi ise bir kez daha lanetliyoruz.

İnsanlığın başına kara bulut gibi çöken, yıkımlar, savaşlar ve dahası onarılması mümkün olmayan felaketlere sebep olan Hitler Faşizmi, 1933 yılında Almanya’da iktidara gelmesiyle başladı. 1929 ekonomik ve sosyal bunalımını atlatamayan ve çözüm bulmakta zorlanan, kapitalist-emperyalist ülkeler, sorunlarını savaş yolu ile çözmek, pazarların yeniden paylaşma savaşına giriştiler.

ÖNCE SERMAYE, SONRA, YİNE SERMAYE

13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan iline bağlı İliç'de Çöpler Madencilikte meydana gelen toprak kaymasında 9 (bu rakamın daha  yüksek olduğu iddiası da var) işçi toprak altında kaldı. Bu son olayda, “maden kazası” olarak adlandırılan işçi katlimının, doğa katliamı ile birlikte olağan hale getirildiği ve bu seri katliamların, sermayenin birikimi ve büyümesi için olmazsa olamaz kuralı olduğu  gerçekliğiyle karşı karşıyayız.

Ağır tecrit, büyük direniş (Nubar Ozanyan)

Biz 5 Nolu Amed Zindanı’ndan tanırız faşizmin üniformalı generallerini ve kan yüzlü zindan bekçilerini! Özgürlük mahkumlarına intikam alırcasına en ağır işkencelerin nasıl yapıldığını çok iyi hatırlarız. Devrimin öncü ve önderlerine nasıl düşmanca yüklendiklerini iyi biliriz. Sadece memleketimizden değil, biz ağır tecrit koşullarını ve ölümcül duvar sessizliğini, Peru devriminin önderi Başkan Gonzalo yoldaşın 29 yıl süren direnişinden biliriz.

„Dijitalleşme“ Kitabım Üzerine

Kitabın konusu, işçi sınıfının nicel ve nitel varlığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle üretim sürecinde dijitalleşmenin artmasıyla, işçi sınıfının sınıfsal niteliğine yönelik ciddi saldırılar gelmeye başladı. İşçi sınıfının ortadan kalkacağı, burjuvazinin, ücretli iş gücü sistemi olmadan, salt makineler üzerinden artı-değer elde edeceği gibi, doğrudan kapitalist sistemi var eden temel olgular yok sayılmaya başlandı.

Sayfalar