Cumartesi Mayıs 4, 2024

Darbeye hazır mıyız?

La benim fikrim avrat bir teşti ekmek pişirmeye razı olsa da ailemizin tüm yaşantısı çağdaş kölelikte / patronlarda / kurtulsa diye çalışırken bu Marmaranın sömürgeciliğe entegre olmuş iş kollarında patronların yaşam mücadelesine karşı  işçilerin patronlarla kurduğu duygusal bağ beni baya etkiledi ya.

Neyse aman zaten gündemimizde lenizmle, maozmi tarih sahnesinde ortaya çıkaran işçilerin koşullarındaki farklılıklar da değil.

Gündemimiz darbeye hazır mıyız ?
Aslında:
Gündeme göre de uçuk bir konu.
Hatta herkes çözüm sürecine, akp' ninde askerlerle girdiği dostluğun ilelebet süreceği izlenimi vermesine / seçimlerden de alacağı zaferin bilinciyle de yarattığı gündemlere / kilitlenmişken....
Gine de  olsun.
Var mı cebimizde darbeye karşı bir plan ?

Helede ki proletarya köylüyle burjuvazinin çelişkisinden kaynaklanan darbelere göre değilde burjuvaların kendi arasındaki çelişkilerinden kaynaklanan darbeye karşı var mı cebimizde bir plan ?

İstedim ki bu yazımdan da buna bir değinem.

Varsa da burjuvaların kendi arasındaki çelişkilerinden kaynaklanan darbeye karşı bir  planımız bu planın da ne olduğunu soram ?

Soruncada:

Gelin en iyisi ilk önce bir darbe olsa insanların hayatlarında neler değişir ona bakalım.

Her şeyden önce bir darbe olsa rayına oturan kemalizmle akp gericiliğin karşısında toplumsallıktan kopan azınlıklar, işçiler.... yeniden kendilerini toplumun bir parçası olarak görürler / Gezide kitlelerin mustafa kemalin askeriyiz diye bağırmalarını hatırlayalım/

Dincilerin elde ettiği haklardan da geriye dönüş olmaz.

Askerlerin elinde uygulanır hale geldiğinden mezhepler, dinler, azınlıklar, işçiler.... emevice, işidce.. hareket edenlerin  kontrol altında olduğunu hissederler.

Toplumdaki kutuplaşma, kaos ortadan kaybolur.

Her şey bir plana, düzene girdiği hissi toplumda uyanır.

Bir süre sonra darbeyle  kaybolan kürtlerle  diyalogda  yeniden yaratılan ama daha güçlü daha planlı, düzenli halkada güven veren bir uzlaşma olan askerlerin eliyle de yeniden hayata geçer.

Tabi ki tüm bunları söylerken de  burjuva eliyle gelen bu toplumsal barışmanın da bu kadar basit sevgiyle vede  bir andan da gerçekleşmeyeceği kesindir.

İşte benim bahis ettiğimde bu.

Biz elimizde böyle bir darbenin yaratacağı acılara ve de ondan sonraki ortaya çıkacak toplumsal koşullara göre de elimizde bir plan var mı ?

Böyle değerlendirip, böyle de sorduktan sonra baktığımda elimizde böyle bir darbeye / ve yaratacağı toplumsal yapıya /  karşı bir planımızın da olmadığını görüyorum.

Öyleyse ?

Bence:

Her şeyden önce  böyle bir darbenin toplumda ortaya çıkan kutuplaşmaları ortada kaldırarak ve de kürtlerle de görüşmelerin devam edeceğini de unutmayarak bu süreçte devrimci arkadaşların aşırı şekilde zararlı çıkmaması için gereken her türlü teptiri almamız gerektiğini düşünüyorum.

İlk önce koşullarımızın haddinden fazla zorlaşacağını her türlü hak kaybı da her yerde gereğinden fazla uğrayacağımızı ama bunu da yaşamak zorunda kaldığımız faşizmin doğal bir hali olduğunu görerek en ufak şeyler için arkadaşlarımızın canına mal olabilecek girişimlerde bulunmamamız gerektiği bilincine ulaşmalıyız.

Dergi yoksa yok,

Günlerce görüş... günlerce de  hücrelerde çıkma yoksa yok.

En ufak kırıntılarda hatta arkadaşlarla bir araya geldiğimiz en ufak anlarda bile komunel bir yaşamı yaratabilme bilincini kazanmalıyız.

Tüm istençlerimizi tüm insanlarında kabul edebileceği insani gereksinimlere indirgemeliyiz.

Çeriler de bunları yaparken dışarıdan da bu insani istençleri her şeyden önce enternasyonalist bir davranışla tüm dünya proletarya köylüsüne ulaştırmalıyız.

Bilmeliyiz ki:

Toplumdaki bıkkınlığı, kaosu, kutuplaşmayı.....  ortada kaldıran darbenin yarattığı uyuşuk barışıklıkla hareket eden insanların ortaya çıkardığı toplumsal tepki eksikliğini böyle giderebiliriz.

Sorunlarımıza da böyle çözüm bulabiliriz.

Tüm açığımızı enternasyonalist dayanışmayla giderdikten sonra da tüm dünyadaki proletarya köylünün gözünde meşrulaşmış olmanın gücüyle de ve bu meşrulaşmanın da çeriye olan yansımalarını da nicel bir yapılanmaya giderek kendimizi yeniden hayata döndürmeliyiz.

İşte tüm bunları başardıktan sonra ve de acılar toplumu örgütlemede siyasi bir sonuç vermiyorsa  acılardan kurtulmanın da anlamı yoktur desturuyla hareket edebilirsek:

işte o an sadece darbelerde değil her türlü koşullar da başarıyla çıkmasını biliriz.

Peki böyle bir siyasi bilince sahip miyiz ?

Bekleyip göreceğiz.

Hatta neden bekliyoruz ki :

Yapmamız gerekenler için söylediklerim sadece darbe koşulları için mi geçerli acaba ?

74256