Perşembe Mart 28, 2024

BARIŞ GÜVERCİNLERİNE KURŞUN SIKILMAZ

 

Sakine Cansız (Sara), Fidan Doğan (Rojbin) Leyla Şaylemez

 

Her biri birbirinden değerli onurlu üç Kürt siyasetçisi ,Farklı dönemlerde KUH katılmış adeta nesilden nesile devam eden  kurtuluş hareketinin bayraklaşan isimleri,

PKK nin kurucu kadrolarından olan, mücadelenin bütün aşamalarında alnının akıyla çıkan, düşmanın dahi  saygı duyduğu devrimci bir kadındır Sakine Cansız,

Cezaevi resimlerine bakıldığında zayıf, çelimsiz, üflesen düşecek gibi görünmektedir.

Ama zayıf ve sıska bu bünyenin içinde bedenine dar gelen kocaman bir çatal yürek,  PKK’ya  ve Kürt halkının davasına  adanmışlık yatmaktadır.

Cezaevinde işkenceci Esat Oktay Yıldırım’ın suratına, şerefsiz-katil diyerek tüküren nadir insandır.

Sakine’yi daha önemlisi Sakine yapan Diyarbakır Cezaevinde ilk PKK Siyasi savunmasını 300 sayfa ile yapan başeğmez devrimci kişiliğidir, gördüğü insanlık dışı işkencelere rağmen konuşmamış, düşman karşısında asla başeğmemiştir,  gösterdigi yiğitçe bu direniş ile Kürt Hareketi içinde efsane kadın haline gelmiştir.

KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin) ile Leyla Sönmez ise Kürt kadın hareketinin fedakar ,çalışkan aynı zamanda diplomasi trafiğini yürüten saygın siyasetçileridir.

Her biri Avupa’nın rahat ve özel yaşantılarını terkederek bütün birikimlerini, üniversite kazanımlarını Kürt Ulusal hareketi ve Kadının özgürleşmesi için harcamışlardır.

 

Avrupada işlenen siyasi cinayetlere bir yenisi daha eklendi. İran Kürdistan Demokrat Partisi yöneticisi Abdurrahman Kasumlu 1989 yılında Viyana’da İran ajanları tarafından öldürüldü.

1981 yılında partizan taraftarı Katip Sultan Almanya`nın Aachen ve

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da devrimci Nubar Yalım  MİT ajanları tarafından 1982 yılında aynı yol ve yöntemle susturucu silahla öldürülmüştü.

Katiller bu sefer seneler sonra yeniden sahneye çıktılar. Hedef tahtası olarak seçtikleri kişiler sıradan, rastgele değil yine en değerli kadrolardı.

Bizde BARIŞ`ı tesis etmek için çaba sarfeden GÜVERCİNLERE kurşun sıkılmaz. Ama bu gözü dönmüş katiller bunu da yaptılar.

Savunmasız, üstelik kadın olan bu üç fidana karşı işlenen bu vahşetin sebebi bence KORKU’dur.

Cinayet haberi duyulur duyulmaz, akın akın olay yerine gelen Kürt halkının kabaran öfkesi,nin önüne geçmek mümkün değildi. Yüzbin kişiyi aşan böylesine kitlesel yürüyüş burada ne görüldü, ne de duyuldu. Bu Kürt mücadelesinin geldiği boyutu anlamak bakımından çok önemlidir.

Tüm herkesin talebi cinayetin bir an evvel aydınlatılması, katillerin bulunması  oldu.

Cinayet işlendikten hemen sonra, daha cesetler bile kaldırılmadan AKP ve Başbakan yardımcısı devşirme Kürt Hüseyin Çelik PKK’nin kendi iç infazı”  olarak değerlendirdi.

Aynı tepkiyi Roboski’de öldürülen 34 masum Kürt köylüsü için neden göstermedi? Olay 1,5 gün neden gizlendi. Bu telaş neyin ifadesidir? Suçluluk psikolojisinin ifadesidir.

Yaptıkları cinayeti gizlemek için bu sefer Fransa’dan detaylı bilgi ile olayın bir an önce aydınlatılması başvurusunda bulundular.

 

Peki Roboski’de bir sene zarfında sen ne yol katettin? Hiç bir şey.

KUH bu siyasi cinayette dostları ile düşmanlarını daha iyi tanıma firsatı buldu.

Yeminli Ermeni-Kürt düşmanı Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkok, polisten gazeteci olan Emre Uslu, bavullarla belgeyi savcılığa teslim eden gazeteci olarak tanıdıgıımız Fettullahçı Mehmet Baransu’nun köşelerinde yazdıkları yazılar ile  Devlet’in akıl hocaları olduklarını gösterdiler.

Hiç denenmemiş yol ve yöntemlerin denenmesi için Önderlerin öldürülmesini işaret ettiler.

 “sürpriz gelişmeler olabilir” dediler,

Son altı ay içerisinde “bu tür eylemler olabilir”,  “birkaç gün içinde paketleme olabilir”, “olayı hedefinden saptırmak üzere kafa bulandırmak için bilgi kirliliği yaratan, kafaları bulandıran” yazılar yazan, “her yol denendi sadece önderler  yok edilmedi” dediler.

 “İlk 20 isim öldürülsün örgütün etkisi azalır” diye kan dökülmesi için yol gösterdiler…

Ahmet Kaya için nasıl linç kampanyası yürüttüler, ölümüne sebep oldular. Bunlar daha unutulmadı. Kaleminden KAN damlayan bu çanakyalayıcı asalak takımının cinayetlerden, katliamlardan birinci derece sorumlu olduklarını unutmayalım.

AKP “açılımlar” adı altında toplumu oyalamaya, aldatmaya ve şirin görünmeye çalışıyor.

Alevi toplumunun tüm beklentileri bir kandırmaca, Sunni bir kesim yaratma olduğu ortaya çıktı.

Hrant Dink cinayeti aydınlatılması için verilen sözler, yerine getirilmedi…..

 

Devletin Bariş görüşmeleri sürecinde Sorunu cözeceğim demesine ALDANILMAMALIDIR

Her sefer yapılan müzakerelerde devletin esas amacı ve gayesi PKK Önderligini İMHA ve YOK ETME olacaktır.

Önderlik her koşul altında göz bebeğimiz gibi korunmalıdır.

Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Söylemez müzakereler sürecinde Şehit olan BARIŞ GÜVERCINLERİ olarak anılacaklardır.

 

KÜRT HALKININ BAŞI SAĞ OLSUN…

103701

Şengal'de Hamo Şerro'nun direniş ruhu yaşıyor, bir de Kürt sorunu hala Kaypakkaya geleneğinin kırmızı çizgisidir!

3 Ağustos 2014, Ezidi halkının tarihinde kara bir gün olarak anılıyor. Bugüne kadar 73 kez zalimlerin fermanı ile karşı karşıya kalan halk en son Şengal'de IŞİD çeteleri tarafından katliamlara maruz kaldı. Üstelik ''uygar'' dünyanın gözleri önünde, haberleşmenin, teknolojinin en yüksek aşamasında, engellenemeyen soykırım insanlığın yeni utanç sayfalarından biri olarak tarihe geçti.

Ayrılık Teorik Değil

Acemiler Abisi Acemiler.

Sendikalarda ....

Örgütleyenin proletarya köylü, örgütleneninde halk olmasını beklerken ...

Neye niyet neye kısmet.

Ayrılın şöyle bir bakalım, ayrılın.

Ayıp değil mi ? Neden bu şekilde davranıyorsunuz ? Yakıştıramadım sizlere.. Şöyle bir ayrılın bakayım. Sen şu taşı eline al bakayım. Sende şu değneği.  Ha ... şöyle. Şimdi başlayın.

Acemiler abisi acemiler.

Göreceksiniz abileri ayrılıkları konusunda ileride öyle teorik açıklamalarda bulunacaklarki hepimizin dudağı uçuklayacak.

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı

TKP/ML TİKKO Rojava Komutanlığı Ortadoğu halklarının Newroz’unu selamladı. Rojava Komutanlığı “İçinde bulunduğumuz tarihsel süreç bizden büyük sorumluluklar beklemektedir. Bu anlamda Kawa’nın Ortadoğu’ya yaydığı özgürlük ateşini harlandırmak en temel görevimiz olmalıdır” dedi.

“Kawa’nın tutuşturduğu özgürlük ateşini direnişle harlayalım!”

Hizip safsatası ile üzeri örtülen gerçekler

Kolektifimizin uzun bir süredir gündeminde olan bir dizi tartışma kamuoyuna yansımıştır. Bu tartışmaların taraftar ve kamuoyuna sızdırılmasına başından beri karşı çıktık. Tartışmaların zamanında ve yerinde yürütülmesini esas aldık. Elbette burada temel kaygımız kolektifimiz içinde ortaya çıkan ideolojik-politik-örgütsel tartışmaların bizi güçlendirecek bir içerik ve misyonla ele alınmasıdır. Kolektifimiz içinde ideolojik mücadelenin sağlıklı bir biçimde yürütülmesinin koşullarını yaratmaya çalıştık.

Hollanda ve Türkiye arasında yaşanan “krizi” nasıl okumalıyız?! H.Gürer

AKP’nin siyaset yapma Algoritması!

TKP/ML-GYDK;NEWROZ ATEŞİNİ SANDIKLARA TAŞIYARAK AKP'Yİ HAYIR OYLARIMIZLA YAKALIM!

NEWROZ PİROZ BE

Newroz başkaldırı ve özgürlük bayramıdır. Demirci Kawa'nın Asur Hükümdarı zalim Dehag'a karşı başlattığı isyan 2600 yıldır ezilen mazlum halklara yol göstermeye devam ediyor. Bir Kürt olan Demirci Kawa'nın 21 Mart günü tüm insanlığa armağan ettiği bu direniş geleneği, tarihin serüveni içinde sadece Kürtlerin sahiplendiği bir direniş olmaktan çıkarak, tüm Ortadoğu halklarının sahiplendiği bir güne dönüşmüştür.

“Kaypakkaya’yı pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz”

Katledilişinin 44. yıldönümünde, önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya’yı onun teorisinin bakış açısında durarak ve pratiğiyle çizilmiş yolu izleyerek sarsılmaz bir kararlılıkla anıyoruz!

18 Mayıs 1973!

BOYKOT tavrı üzerine: Taktik hata, stratejik körlük!

15 yıllık iktidarı ile ülkemizdeki faşizmin özgün bir vearsiyonunun temsiliyetine erişen AKP tarihinin en kaotik seçimlerinden birisine hazırlanıyor. Yaklaşan referandum, AKP’nin son yıllarda aldığı darbeler ile açığa çıkan krizinin giderilmesi ya da kalıcılaşması açısından ciddi bir dönemeç anlamına gelmektedir.

Demirdağ’dan öğrenelim: Savaşı savaşarak öğren, öğret, geliştir!

Hem ülkemiz devrimci hareketinin tarihi hem de uluslararası deneyimler halk gençliğinin devrimin motor gücü olduğu gerçeğini birçok kez göstermiştir. Ülkemizde de sınıf mücadelesinin tarihi dönemeçlerine kısa bir bakış, gençliğin üstlendiği rolün tayin edici olduğunun görülmesine yetecektir. Öyle sanıyoruz ki, 68 gençlik hareketinin çıkışına kadar gitmeye gerek yok bu gerçeği görmek için. Kobanê’yi zafere taşıyan direnişin öncülerine bakmak yeterli olacaktır. Coğrafyamızda halk gençliği, Kobanê’den yükselen isyan çığlığına akın akın sınırları aşarak yanıt olmuştur.

Ötekileştirilenlerin Rojavaya Gidenlerle Dedikodusu

"Bu demektir ki, köylünün ...... yok olmadığı ...... yerini tarım gündelikçilerine bırakmadığı yerlerde, şunlar olabilir: ...... Fransa'da olduğu gibi her işçi  /köylü/  devrimini engeller ve yıkar  ......  /proletarya/ onun  /köylünün/ durumunu doğrudan iyileştirecek ve bunun sonucunda, onu devrim saflarına kazanacak önlemler almalıdır."  Marks

De ... babo ... türkiye devrimci hareketi hiç bu kadar birbirine benzeşmemişti.

TKP/ML Kadın Komitesi

 

Kadın Komitesi: “Kadınların öfkesi, isyanı ve örgütlü iradesi karşısında hiçbir diktatör duramayacak!”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dair bir açıklama yayınlayan TKP/ML Kadın Komitesi “Özgürlüğümüzü, geleceğimizi emekçi kadın ellerimizle yaratalım! Buna gücümüz, buna bilincimiz, buna inancımız var! Unutmayalım, öfkemizin, isyanımızın ve örgütlü irademizin karşısında hiçbir diktatör, hiçbir iktidar sahibi duramaz!” dedi.

Sayfalar