Cuma Mart 29, 2024

YDG :Direnişi Büyütmek İçin 9. Konferansa!

kaypakkaya-partizan
Yeni Demokrat Gençlik yaptığı bir açıklama ile tüm halk gençliğini hafta sonu düzenleyeceği konferansa davet etti. Açıklamayı güncelliğinden dolayı yayımlıyoruz:

 

"Gericiliğe, Şovenizme, Haksız Savaşlara Sınırsız Direniş!
9. Konferansımızda Buluşalım!


3 yılı aşkın bir süredir yanı başımızda, Suriye'de kanlı bir iç savaş gerçekleşiyor. Ortadoğu halklarının, zalim diktatörlere karşı başlattığı haklı isyanlar, emperyalistler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından eli kanlı örgütler aracılığıyla manipüle edilerek yolundan saptırıldı. Bu taşeron örgütlerin (El Nusra, IŞİD vb.) eliyle gerçekleştirilen katliamlarda binlerce kişi vahşice katledildi.


Kadınlara tecavüz edildi, pazarlarda köle gibi satıldı. Ortadoğu vahşi katliamlarla kana bulandı. Ortadoğu, emperyalistler tarafından gericiliğin karanlık ağlarıyla kuşatılmaya çalışıyor. Ortadoğu halkları, emperyalist ve onlarla işbirliği halindeki devletler ile gerici örgütlerin haksız savaşları ile yüz yüze kaldı. Fakat tüm bu vahşet görüntülerinin arasında Ortadoğu halklarına ışık olacak bir direniş, Kobane Direnişi gerçekleşti.


IŞİD'in tüm saldırılarına rağmen Kobane halkı; kadını, erkeğiyle tarihi bir direniş gerçekleştiriyor. Rojava’da bunlar olurken, Türkiye Kürdistanı'nda da Kürt halkı IŞİD'i besleyip büyüten, TIR’larla silah gönderen TC devletine karşı sokaklara döküldü. Gerçekleşen serhildanda onlarca kişi devlet ve onun taşeronu Hizbullah tarafından vahşice katledildi. TC, Kobane’de gelişen direnişin; coğrafyamızda başta Kürt halkı olmak üzere işçi ve emekçilere umut taşımasını, çeşitli milliyet ve inançlardan yığınların ortak düşmana karşı mücadelesini kösteklemek adına şovenizm silahına sarıldı. Ortadoğu bunları yaşarken, ülkemiz topraklarında egemenlerin günümüz temsilcisi AKP hükümeti tarafından, eğitim sisteminin gericileştirilmesi için adımlar atıldı. 4+4+4, TEOG vb. gibi adımlarla lise gençlik, devletin baskısı altına alınmaya çalışıldı; özellikle Alevi inancından emekçiler olmak üzere bütün azınlık inançlara vahşice bir saldırı gerçekleşti.


Geleceğimize Sahip Çıkacağız!
AKP'nin kendi kindar neslini yaratma amacıyla gerçekleştirdiği bu politikalar, üniversitelerde karşılığını sivil faşist saldırılarda buldu. Çeşitli üniversitelerde kimi zaman kendini IŞİD, kimi zamanda faşist milliyetçilikte ifadesini bulan bu saldırılar, AKP'nin hayalinde olan kindar neslin yaratılması içindir. Yapılan bu saldırılara paralel; devrimci, demokrat ve yurtsever öğrenciler okul idareleri tarafından soruşturmalara/ okuldan uzaklaştırmalara maruz kalmıştır. Egemenlerin tüm bu saldırıları, üniversitelerde yaşama geçirmeye çalıştıkları Bologna Projesi’nin önündeki engelleri, eğitimin piyasaya daha fazla açılmasına karşı durabilecek güçleri etkisiz hale getirmek içindir.
AKP'nin halk düşmanlığı sadece bununla da sınırlı kalmamış, neo-liberal politikalar ekseninde yarattığı taşeron sistemiyle son bir yıl içerisinde başta Soma, Torunlar ve Ermenek olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde işçi katliamlarına imza atmıştır. “Kader”, “Bu işin fıtratında var” denilerek geçiştirilen bu katliamlar, işçi sınıfı ve emekçilerin alınyazısı olarak sunulmaya çalışıldı.


Emekçilerin, ülkenin hemen her yerinde katliamlara dur demek için gerçekleştirdiği eylemler, devletin kolluk güçleri tarafından vahşice saldırılar ile bastırılmaya çalışıldı. AKP'nin halk gençliğini, baskı altına alma çalışmaları kendini kadın cinayetleriyle de gün yüzüne çıkardı. Genç kadınların binlerce yıldır erkek egemen sistem tarafından ezilmişliğini “garanti altına” almak adına başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün devlet yetkilileri her fırsatta kadın düşmanlığını gün yüzüne vurdu. “Cennetin anaların ayakları altında olması”yla övünen devlet yetkilileri, saldırılarını kadının kahkaha atmasına dahi karışacak raddeye çıkardılar. Kadın-erkek eşitliğinin olmadığını bunu da kadının fıtratına bağlayarak açıklayan Erdoğan, aslında kadın cinayetlerindeki artışın gerçek nedenini de göstermektedir.


Direnişi Büyütmek İçin 9. Konferansa!
Gezi İsyanı’yla başlayan süreç, sadece kitlelerin politikleşmesiyle sonuçlanmadı. Gezi İsyanı bize gösterdi ki, halk gençliğinin kendini ifade etmeye, örgütlenmeye dünden daha fazla ihtiyacı vardır. 8. Konferansımızdan bu yana 17–25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet eylemleri, Berkin Elvan’ın şehit düşmesi, Mart -Mayıs ayları ve yaz boyunca özellikle de T. Kürdistanı; toplumsal muhalefetin bunun içinde de halk gençliğinin önemli bir dinamik olarak sokağa çıktığı, ciddi bir hareketlilik yaşadığı günlere ev sahipliği yaptı. Gençlik kendini daha fazla ifade edebileceği, bir örgütlenmeye ihtiyaç duyduğunu; direniş, eylem ve çatışmaların en önünde yer alarak pratikte de ortaya koydu.


YDG Örgütlenmek, bir ihtiyacın ürünüyse, bu ihtiyaca karşılık gereken örgüt yaratmanın devrimcilerin görevi olduğunu vurgulamak gereksiz olur. Biz de Yeni Demokrat Gençlik olarak geride bıraktığımız bir yılı, halk gençliğin bu ihtiyacını karşılayacak bir örgüt tipi yaratmak; güncel gelişmeler karşısında daha hareketli, daha demokratik işleyen, daha militan bir örgüt haline getirmek adına yoğun bir çaba ve emek harcadık. Sistemin ortaya çıkaramadığı gençliğin yeteneğini ortaya çıkarmak için, her YDG’liye alan açmak için, alanlarda komisyonlar kurduk, komisyonları denetlemek için yürütmeler oluşturarak, örgüt inşası konusunda önemli adımlar attık.
Gençliğin en önemli özelliklerinden olan gelişmeler karşısında hızlı bir şekilde harekete geçme kabiliyetinin Yeni Demokrat Gençlik’te vücut bulması adına tartışmalar yürütüp, adım attık. Suruç’a ekipler halinde giderek Kobanê direnişinin bir parçası olmaya çalıştık.


Çeşitli başlıklarda kolektif tartışmalar yürütüp kampanyalar gerçekleştirdik. Liseli ve üniversiteli gençliğin geleceksizleştirmeye karşı mücadelesinden, genç kadınların ataerkiye yönelik öfkesi ve isyanından, Kürt halk gençliğinin imha/inkâr ve asimilasyona karşı sınırsız direnişinden öğrenmeye, bir parçası olamaya, değişmeye ve değiştirmeye çalıştık. YDG olarak şimdi bir yıllık pratiğimizi masaya yatırmanın;  eksiklerimizi, olumluluk ve olumsuzluklarımızı, bilimsel bir analiz süzgecinden geçirmenin zamanı. Daha ileriye, daha güçlü adımlar atmak adına, bir yıllık pratiğimizin açığa çıkardığı deneyimlerden, gelecek adına dersler çıkarmak için 9. Konferansımıza yürüyoruz.


“Gericiliğe, Şovenizme, Haksız Savaşlara Sınırsız Direniş” şiarıyla 9. Konferansımızı 20–21 Aralık tarihlerinde İstanbul'da Su Gösteri Merkezi'nde gerçekleştireceğiz. Bir yıllık politikalarımızı tartışacağımız konferansımızı Arîn Mirxan, Suphi Nejat Ağırnaslı ve Kader Ortakaya şahsında bütün Kobane şehitlerine ithaf ediyoruz. Tüm halk gençliğini 9. konferansımıza davet ediyoruz.


Gündemler:
* Geçmiş Süreç (Kitle Çalışması, Refleks Kabiliyetimiz, Demokrasinin
Kavranışı)
* Cinayet, taciz, tecavüzle baskı altına altında tutulmaya çalışılan kadınlar:
Genç Kadın Çalışmalarımız ve Yönelimimiz
* 4+4+4 ve TEOG Kıskacında Lise Gençliği; Lise Çalışmalarımız ve Yönelimimiz
* Politik Gündem: Ortadoğu'nun
"Yeni Düzeni": Gericiliğe, Katliama, Şovenizme Sınırsız Direniş!
- Ortadoğu, Emperyalist Kapışmanın Merkezinde
- AKP’nin Dış Politikası
- Rojava Direnişi, Görevlerimiz
* Önümüzdeki Süreç, Yönelimimiz


YENİ DEMOKRAT GENÇLİK"

1293