Perşembe Mart 28, 2024

MARAŞ, 19 ARALIK, ROBOSKİ KATLİAMLARINI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ!

kaypakkaya-partizan
İçinde bulunduğumuz Aralık ayında 36 Yıl önce Maraş katliamının, 2000 yılında cezaevleri katliamının ve 28 Aralık 2011 Roboski katliamının gerçek sorumlusu faşist Türk devletidir.

 

Tarihini toplumsal katliamlarla, imha ve inkar politikalarıyla yazmış olan Türkiye Cumhuriyeti, mevcut AKP hükümeti ile bu katliamlarına her gün yeni birisini eklemeye devam ediyor. Bu anlayışla tek millet, tek dil, tek din ve tek mezhep dayatmasını devam ettiren Türk devleti; Osmanlı’dan devraldığı kendinden olmayanları imha ve inkar etme geleneğini sürdürmektedir. Ermenilere, Kürtlere, Ezidilere, Alevilere ve diğer azınlıklara, ayrı inanç ve dinler ile mazlum halklara yönelik her türlü zulmü reva görüp, soykırıma tabi tutarak onlarca katliam gerçekleştirmiştir. Tarihi zulüm ve katliamlarla yazılan bir ülkenin ilerici ve devrimcileri de bu zulüm ve katliamlarda payına düşeni fazlası ile yaşamış ve almıştır.


36 yıl önce gerçekleştirilen Maraş katliamı Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yüzlerce kanlı sayfadan birisidir. 19-26 Aralık 1978 tarihinde Alevilere karşı hunharca hayata geçirilen bu katliam da 500 yakın Alevi öldürülürken, yüzlercesi yaralanmış, yüzlercesinin de evleri ve işyerleri tahrip edilmiştir. Bu katliamdan sonra binlerce kişi Maraş’ı terk etmek zorunda bıraktırılmıştır. Maraş’taki Aleviler, ilerici ve devrimciler hedef alınarak, bir hafta boyu devam ettirilen bu zulmün bilançosu ağır olmuştur. Dönemim devrimci dalgasının yüksek olmasını kabul etmeyen faşist Türk Devleti planlayarak yaptığı bu katliamı farklı şehirlerde devam ettirmiştir. Bu katliamlarda başat rol üstlenenler devlet tarafında ödüllendirilirken, katliama maruz kalanlara her türlü zulüm reva görülerek susturulmak istenmektedirler.


Aynı zihniyetle devrimcileri susturarak teslim almak isteyen Türk devleti, F-tipi tredman ve tecrit uygulamasına uygun cezaevlerini devreye koymak için 19 Aralık 2000 tarihinde, yüzlerce kolluk güçleri ile 20 cezaevine eş zamanlı olarak, gerçekleştirdikleri kanlı operasyon neticesinde, 28 devrimci tutsak hayatını kaybederken, yüzlerce devrimci tutsak yaralanmıştır. Daha önce Diyarbakır, Buca, Ümraniye ve Ulucanlar cezaevleri katliamından sonra planlanarak gerçekleştirilen 19 Aralık katliamı; önceden hazırlanan F-tipi hücrelerinin devreye konularak devrimcileri tecrit edip boyun eğdirme ve teslim alma operasyonuydu. Bugün devrimcilere yönelik uygulamaya konulan izolasyon politikaları en ağır şekilde devam ettirilse de, devrimci tutsakların direnişi karsında boşa çıkarılmıştır. Bu direniş karşısında acizleşen faşist AKP hükümeti, tecrit ve izolasyonda ısrarına devam etmektedir. 12 yılık iktidarı döneminde uygulamaya koyduğu görüş yasağı, kitap ve dergi yasağı, mektup yasağı, hücreleri kamerayla gözetleme, keyfi sevk ve sürgüne tabi tutma politikalarını ağırlaştırarak devam ettirirken, yüzlerce devrimci tutsak ölümcül hastalıklarına rağmen cezaevlerinde tutulmaya devam edilmekteler.


Dün olduğu gibi bugünde üstü örtülmeye çalışılan Dersim katliamı, Maraş, Çorum, Sivas katliamları, binlerce köy yakma ve boşaltmalar, faili meçhul cinayetler, cezaevi katliamları gibi, Roboski katliamı da faili beli fakat aydınlatılmak istenilmeyen bir vahşet olarak kanlı listedeki yerini almıştır. 29 Aralık 2011 tarihinde Uludere’ye bağlı Roboski köyünde geçimini sağlamak için sınıra yakın bir yerde köylerine geri dönmek isterken bilinçli olarak F-16 savaş uçaklarının yoğun bombardımanına maruz kalan çoğu çocuk ve genç 34 insan en vahşi bir şekilde katledilmiştir. Yapılan bu katliamın faileri AKP hükümeti ve emrindeki Türk silahlı güçlerinin olduğu belgelerle açığa çıkmasına rağmen bu katliamında üstü kapatılmaya çalışılmaktadır.
Maraş’ta Sivas’ta Alevileri katleden zihniyet bugünde, Gezi olaylarında, Kobene ile dayanışma eylemlerinde halka saldırarak, onlarca insanı katletmiştir. İstanbul, Maraş ve birçok şehirde Alevilerin yaşadıkları evlere çarpı işareti koyarak, bir korku psikolojisi geliştirmeye çalışmıştır. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi ’’Alevi çalıştayları’’ adı altında Alevileri asimilasyona tabi tutularak devlete yedeklemeye çalışmaktadır. Dün, Ermenileri soykırıma uğratan zihniyet bugünde Hrant Dink’i katlederek, Malatya Zirve kitapevi katliamını gerçekleştirerek, DAİŞ saldırılarından dolayı ülkelerini terk eden Ezidilere karşı insanlık dışı uygulamalar yaparak aynı politikalar devam ettirilmektedir. Dün, Kürtleri bir ulus olarak yok sayan zihniyet bugün ’’en iyi Kürt ölü Kürt’tür’’ politikasını sürdürmektedir.


İçinde bulunduğumuz Aralık ayında 36 Yıl önce Maraş katliamının, 2000 yılında cezaevleri katliamının ve 28 Aralık 2011 Roboski katliamının gerçek sorumlusu faşist Türk devletidir.
ATİK olarak; Türk devleti tarafından gerçekleştirilen bu katliamları kınıyor, insanlığa karşı işlenen bu suçlar karşısında bir kez daha sesiz kalmayacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.


MARAŞ, 19 ARALIK CEZAEVİ VE ROBOSKİ KATLİAMLARINI KINIYORUZ!

1573