Cumartesi Nisan 20, 2024

Bir Barış "ÜÇ YOLDAŞ!"/ Garip Çelik

barış, nasıl,olur,veysel
Bir barış üç yoldaş, Veysel İşbilir Reşit İşbilir ve Bêmal Tokçu, bu yoldaşlar ‘barış’ içerisinde yaşamını yitirdiler. Nasıl bir barış? Kimin barışı…

Bir barış üç yoldaş, Veysel İşbilir Reşit İşbilir ve Bêmal Tokçu, bu yoldaşlar ‘barış’ içerisinde yaşamını yitirdiler. Nasıl bir barış? Kimin barışı… Kimin polisi kimin emniyeti, kim kimdir, kim kime bağlıdır, kim kime hizmet ediyor kimse kestiremiyor… Neden asker değil de polis konuşuluyor, bunun birçok yönü vardır analiz etmemiz gerekiyor, burada güç dengeleri ve iktidar savaşı gözle görünür bir şekilde kendisini dayatıyor, hem de en acımasız bir şekilde. Deniz ötesi güçler Recep Tayip Erdoğan’a şu mesajı vermek istiyor beni dikkate almadan barış yapamasın yaparsan bende böyle kirli oyunları devreye koyarım hep olduğu gibi. Neden bu yoldaşları öldürdüler gerekçe neydi… Sözde eli silahlıymış, montajlanmış görüntüleri medyaya servis edilerek olayı ters düz etmek istediler tutmadı yalanları aynı gün deşifre oldu, asıl meseleye bakmak gerekir Yüksekova’da PKK gerillasının mezar taşları polis ya da onların denetimindeki kişiler veya kişilerce mezar taşları kırıyorlarmış tahrip ediyorlarmış etik değerlere sığmayan davranışlar sergileniyordu. Ölülere bile tahmil edemiyorlar, bu nasıl bir kin? Hiç mi saygı yok? Öldürüyorsunuz yetmiyor mu? …bırakın mezarlarında rahat uyusunlar hani dininiz nerede kaldı, hani inancınız… Mesele Kürt oldu mu, Kürtler oldu mu, neden dininizi şerefinizi insanlık onurunu unutuyorsunuz zaten binlerce insanı öldürdünüz asit kuyularına atınız köy yaktınız işkence yaptınız bu yetmiyor mu? Ölülerden de mi korkuyorsunuz, mezardan kalkıp sizin boğazınızı sıkacak diye mi korkuyorsunuz? Onların mezar taşlarından bile korkuyorsunuz, Hani muhafazakâr partiydiniz ne oldu, neden polislere emir verip mezarlara karışmayın günahtır neden demiyorsunuz çükü siz dinide kötü amaçlarınıza alet ediyorsunuz dini kendi çıkarlarınızın doğrultusunda kullanıyorsunuz.

Bu üç yoldaş, Veysel İşbilir Reşit İşbilir ve Bêmal Tokçu, bu mezarlara sahip çıktıkları için öldürüldü: açılımınız demokratik paketiniz buysa yerin dibine batsın… Ey cemaat hani dinin? Dinin MİTLE Emniyet arasına mı sıkışmış din anlayışınız bu mu?

Tayyib’in bu durumdan kendine pay biçecektir bunu göreceğiz Tayyip… Kürtlere şu mesajı vermek isteyebilir bak ben barış adımları atıyorum bırakmıyorlar hep de öyle olmuştur, daha önce askerleri gerekçe yapıyordu şimdide cemaati, peki bu emniyet içişleri bakanlığına bağlı değil mi? Tabi ki bağlı, Tayyip İsterse aynı günde bu provokasyonu deşifre edebilir mi isterse tabi? Ama şimdilik bunu göze alamıyor, hem kendisi için iyi olmaz hem de Gülen cemaatiyle bu seçim arifesinde karşı karşıya gelmek istemiyor. Hazır Kürtleri yanına çekme politikasını sürdürürken yalan dolan sahte açılım ve açılışlar yapmışken bu riski göze alamıyor çünkü biliyor ki kendisini zorlayacak belge ve bilgi cemaatin elinde, peki bu güç savaşı sürerken neden hep arada Kürtler ölüyor? Asıl meseleye buradan bakmak gerekir kim kavga ediyorsa nedense Kürtler ölüyor? Çünkü bütün çıkarlar Kürtlere endekslenmiş Recep Tayip Erdoğan oy hesabı yapıyor Gülen Cemaati ise Kürtleri din adı altında asimle ederek kendi gerçeğinden uzaklaştırıp kendilerine mürit yapmak istiyor daha çok okul açıp Kürtleri köle haline getirmek istiyor.

Kürtler artık bunu bilincine vardılar ve bu yüzdendir ki Tayip ve gülen oyunları artık tutmuyor ve çözülmeye başladılar çıkara dayalı dostluklar eninde sonunda yıkılmaya mahkûmdurlar.

Öyle görünüyor ki başbakan seçime kadar bu oyunu oynayacaktır ancak BDP Başarılı olursa –ki olur öyle görünüyor- ve bizim açılımcı başbakan maskesi düşer içindeki canavar ortaya çıkar, korkarım ki asıl savaş ondan sonra başlar, bütün demokratlığı seçime kadardır, hepimiz bunu göreceğiz, zaten demokratik adımlar atmak istiysen biri oy hesabı yapmaz yapamaz. Yaptığına göre demek ki bir hesabı vardır, hesap neye göre yapılır? Bir mantığı vardır, o da çok açık ki Kürtler eğer kendilerine oy verirse hayali suya düşer böylece gerçek kişiliği ister istemez ortaya dökülür kendi içinde çürümeye başlar şimdiden kendini göstermeye başladı insanları güpegündüz polis kurşunuyla öldürecek kadar…

Ayhan Çarkını özel hareket timiydi, itirafları seksen yıllık anlayışının bir gerçeğiydi. Yıllarca Kürt halkını nasıl katlettiklerini gözler önüne serdi. 90’lı yılları anlatıyordu? Peki o zamandan bu zamana ne değişti? Değişen tek bir şey oldu 90’lı yıllarda Genelde gece, Gözaltına alınıp bir daha bulunmazdı, şimdi nasıl işliyor? Şimdi güpegündüz Kürt gençleri sokak ortasında infaz ediyorlar. Değişen ve gelişen Türkiye…Büyük Türkiye, Sadece öldürme taktiği değişti, eskiden yarı acık yapıyorlardı şimdi açık açık öldürüyor Recep Tayyip Erdoğan’ın ünlü bir sözü vardır: “nerden nereye….” geldiğimiz nokta bu Kürtlere bunu reva görüyorlar, peki Türk Medyası buna nasıl bakıyor, bu tip olaylara yaklaşımı nasıl? Bir tarafta sansür ediyor, öbür taraftan da normalleştiriyor yani artık Kürtlerin bu şekilde öldürülmesi normalmiş gibi sunuyor, Türk parlamenterleri ne işle meşgul şov yapmakla gündemi değiştirmek istiyorlar. Yani el birliğiyle Kürtlerin ölümüne onay veriyorlar… Garip Çelik

2919